Futbol yorumcusu Ergin Aslan Beşiktaş'a dair değerlendirmelerde bulundu.*
Aslan'ın sözlerinden öne çıkanlar şu şekilde:
Weghorst işi sürprizmiş gibi görünüyor ama çok öyle değil. Belki bütün kamuoyu o gol sevincinden sonra oraya yoğunlaştı ve bir infial oldu. 'Ne oluyoruz!' gibisinden... Hatta o gün yöneticiler de arayan gazetecilere 'Hayır, yok öyle bir şey' dediler.
Maçtan iki gün önce sayın başkan ve yöneticilerle gazetecilerin de olduğu bir yemekteydik. Orada gazeteci arkadaşlardan bir tanesi bana 'Abi Weghorst ayrılmak istiyor, mutsuz' dedi. Ben de çok üstünde durmadım... 'Aman, ne yapıyorsa yapsın' dedim. Çok üzerinde durmadım yani. Maçtaki gol sevincinden sonra, basın tribününde yanımdaki arkadaşlar, 'Oradaki ekkranda gördün mü abi bak ne yapıyor' falan diye söyleince; haa tamam dedim.
Çünkü o gol sevincine kimse gitmedi. Belli ki Weghorst tek başına orada bir veda etmek istemiş. Belki de bu, takımla konuşuldu.
Gol sevinci de bir kişi gitmez mi adamın yanına? Daha ikinci gol atılmış yani... Tek başına orada kendini ifade etti. Daha sonra yöneticiler doğal olarak yok mok dediler.
Dolayısıyla iki gün önce bir gazeteci arkadaşın bildiği şeyi Beşiktaş'ta futbolu yönetenlerin bilmemesi mümkün mü?
Hatta bunun daha da fazla bir backgroundı var. Dünya Kupası'ndan sonra gelişen bir süreç bu. Arjantin'e iki gol atıyorsun, Messi'yle sorun yaşıyorsun. Bir gündem oldun zaten.
Yönetim bunu nasıl yönetmeli denirse; Beşiktaş yönetimi burada çok bir şey yapamaz. Ne yapacaksın? Weghorst gitmek istiyor. İstiyor yani... Böyle bir şey yoksa menajeri niye geldi?
Weghorst'u Nevzat Demir tesislerinde, yan sahada genç takımla koşturabilir misin? Böyle bir şeye gerek de yok yani. O yüzden selin önünde duramazsın. Ayrılmak istiyorsa ki gideceği yer de Manchester United bir numaralı aday görünüyor. Orada prosedürleri hallettiyse, anlaşmayı sağladıysa gidecek. Ayrılacak.
Ne yapmalı? Devre arasında golcünü veriyorsan, vermek zorunda kalıyorsan bunun bir bedeli, karşılığı olmalı. Tabii burada kimse sana uçuk kaçık rakamlar ödemez. Ne olur? Weghorst'u 5-6 ay bedava oynatmış olursun. O maaşı karşılarlar... Üzerine 1-2 lira da belki para alırsın. Çünkü Weghorst'un çok parayla işi yok. Bildiğmiz gibi, Wehorst zengin bir adam. Babasının benzinlikleri falan...
Manchester United'dan, Premier Lig'den teklif geldiyse bu adam gitmek istiyorsa gider ki rüya gibi bir şey. 30 yaşında teklif geliyor.
Weghorst ayrıldıktan sonra Beşiktaş ne yapmalı dendiğinde; Beşiktaş'ın 3 tane transfer opsiyonu var.
Şenol Hoca dedi ki 'Bana 3 tane transfer lazım.' Bence Cenk'le Muleka'nın olduğu yerde çok elzem değil. Tabi golcü önemli ama ölümcül bir durum değil. Cenk var, Muleka var.
Cenk bugün bence milli takım bazında da Beşiktaş bazında da Türkiye'nin en iyi yerli golcüsü. Muleka'yı sadece geçen seneki ayarlarına döndürebilmek lazım. Bunu Şenol Hoca da yapamıyorsa kim yapacak? Bana kalsa, ben o kontenjanımı başka mevkilere kullanırım.
Duhuliye.com
Aslan'ın sözlerinden öne çıkanlar şu şekilde:
Weghorst işi sürprizmiş gibi görünüyor ama çok öyle değil. Belki bütün kamuoyu o gol sevincinden sonra oraya yoğunlaştı ve bir infial oldu. 'Ne oluyoruz!' gibisinden... Hatta o gün yöneticiler de arayan gazetecilere 'Hayır, yok öyle bir şey' dediler.
Maçtan iki gün önce sayın başkan ve yöneticilerle gazetecilerin de olduğu bir yemekteydik. Orada gazeteci arkadaşlardan bir tanesi bana 'Abi Weghorst ayrılmak istiyor, mutsuz' dedi. Ben de çok üstünde durmadım... 'Aman, ne yapıyorsa yapsın' dedim. Çok üzerinde durmadım yani. Maçtaki gol sevincinden sonra, basın tribününde yanımdaki arkadaşlar, 'Oradaki ekkranda gördün mü abi bak ne yapıyor' falan diye söyleince; haa tamam dedim.
Çünkü o gol sevincine kimse gitmedi. Belli ki Weghorst tek başına orada bir veda etmek istemiş. Belki de bu, takımla konuşuldu.
Gol sevinci de bir kişi gitmez mi adamın yanına? Daha ikinci gol atılmış yani... Tek başına orada kendini ifade etti. Daha sonra yöneticiler doğal olarak yok mok dediler.
Dolayısıyla iki gün önce bir gazeteci arkadaşın bildiği şeyi Beşiktaş'ta futbolu yönetenlerin bilmemesi mümkün mü?
Hatta bunun daha da fazla bir backgroundı var. Dünya Kupası'ndan sonra gelişen bir süreç bu. Arjantin'e iki gol atıyorsun, Messi'yle sorun yaşıyorsun. Bir gündem oldun zaten.
Yönetim bunu nasıl yönetmeli denirse; Beşiktaş yönetimi burada çok bir şey yapamaz. Ne yapacaksın? Weghorst gitmek istiyor. İstiyor yani... Böyle bir şey yoksa menajeri niye geldi?
Weghorst'u Nevzat Demir tesislerinde, yan sahada genç takımla koşturabilir misin? Böyle bir şeye gerek de yok yani. O yüzden selin önünde duramazsın. Ayrılmak istiyorsa ki gideceği yer de Manchester United bir numaralı aday görünüyor. Orada prosedürleri hallettiyse, anlaşmayı sağladıysa gidecek. Ayrılacak.
Ne yapmalı? Devre arasında golcünü veriyorsan, vermek zorunda kalıyorsan bunun bir bedeli, karşılığı olmalı. Tabii burada kimse sana uçuk kaçık rakamlar ödemez. Ne olur? Weghorst'u 5-6 ay bedava oynatmış olursun. O maaşı karşılarlar... Üzerine 1-2 lira da belki para alırsın. Çünkü Weghorst'un çok parayla işi yok. Bildiğmiz gibi, Wehorst zengin bir adam. Babasının benzinlikleri falan...
Manchester United'dan, Premier Lig'den teklif geldiyse bu adam gitmek istiyorsa gider ki rüya gibi bir şey. 30 yaşında teklif geliyor.
Weghorst ayrıldıktan sonra Beşiktaş ne yapmalı dendiğinde; Beşiktaş'ın 3 tane transfer opsiyonu var.
Şenol Hoca dedi ki 'Bana 3 tane transfer lazım.' Bence Cenk'le Muleka'nın olduğu yerde çok elzem değil. Tabi golcü önemli ama ölümcül bir durum değil. Cenk var, Muleka var.
Cenk bugün bence milli takım bazında da Beşiktaş bazında da Türkiye'nin en iyi yerli golcüsü. Muleka'yı sadece geçen seneki ayarlarına döndürebilmek lazım. Bunu Şenol Hoca da yapamıyorsa kim yapacak? Bana kalsa, ben o kontenjanımı başka mevkilere kullanırım.
Duhuliye.com