Moğolların taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadığı bir dönemde değerli bir ilim adamına hakim ceza olarak tek kişilik hücrede hapis cezası verince ilim adamı sevinmiş.
Hakim: - Hayrola niye seviniyorsun? diye sormuş.
İlim adamı: - Bugüne kadar ilim okumaktan ve okutmaktan nafile ibadetlere zaman ayıramamıştım. Şimdi hücrede bu ibadetleri yaparım.
Hakim: - Hayır sana sürgün cezası veriyorum, demiş.
İlim adamı: - Bu şehirden başka şehir görmemiştim iyi olur. Başka şehirler de görürüm.
Hakim, idamına karar verince adam daha çok sevinmiş ve "Mü'minin arzusu şehit olmaktır," deyince hakim "serbest bırakın" demiş.
(Toplumla birlikte yaşayarak cezalandırdıyorum demiş herhal)
İlim adamı: - Bizim hapsimiz halvet, sürgünümüz seyahat, katlimiz şehadet. Biz cennetimizi göğsümüzde taşırız. Biz nereye gidersek cennetimizle gideriz, demiş.
alıntı
Hakim: - Hayrola niye seviniyorsun? diye sormuş.
İlim adamı: - Bugüne kadar ilim okumaktan ve okutmaktan nafile ibadetlere zaman ayıramamıştım. Şimdi hücrede bu ibadetleri yaparım.
Hakim: - Hayır sana sürgün cezası veriyorum, demiş.
İlim adamı: - Bu şehirden başka şehir görmemiştim iyi olur. Başka şehirler de görürüm.
Hakim, idamına karar verince adam daha çok sevinmiş ve "Mü'minin arzusu şehit olmaktır," deyince hakim "serbest bırakın" demiş.
(Toplumla birlikte yaşayarak cezalandırdıyorum demiş herhal)
İlim adamı: - Bizim hapsimiz halvet, sürgünümüz seyahat, katlimiz şehadet. Biz cennetimizi göğsümüzde taşırız. Biz nereye gidersek cennetimizle gideriz, demiş.
alıntı