Kanserli bir hasta veya hasta yakını, hastalığın neden meydana geldiği konu-sunda kendi kendine birçok sorular sorar: Yapılması gereken bir işlem yapılmadı mı, hastalığın oluşmasında ben mi suçluyum, hastalığa karşı önlem alınabilir miydi? Öte yandan yoğun bilimsel klinik araştırmalara rağmen bugü-ne kadar çocuklarda ve gençlerde neden kanser görüldüğü sorusu henüz kesin cevaplanamamıştır.
Şimdiye kadar bilinen gerçekler şunlardır:
Sağlıklı hücreler bölünürler (mitoz***?), olgunlaşırlar ve görevlerini öğrenirler (ayrışma), yaşlanırlar (hücre yaşlanması***?) ve vücut gerekli gördüğü zaman ölürler apopitoz. Böylelikle hücreler doğanın sağlıklı yaşam için öngördüğü bir yaşam planına (döngüsüne) ve biyolojik saatine uyarlar.
Hücrenin biyolojik saati yani hücre döngüsü bozulursa kanser oluşur. Bu vahim olay hücrenin örneğin kontrolsüz çoğalması, hücre ayrışmasının yetersiz derecede gerçekleşmesi veya hiç ayrışma olmaması, hücrenin yetersiz derece-de yaşlanması veya tabii hücre ölümünün gerçekleşmemesi durumunda söz konusu olabilir.
Hücre döngüsündeki hatalı düzenleme, hücrenin dejenere olmasına neden olabilir. Hatalı düzenleme sebepleri kalıtsal yapıda bozukluklar ve*gen?lerde meydana gelen değişikliklerdir (mutasyon?). Genler hücrelerin biyolojik saatini yönetirler (transkripsiyon faktör?leri,*onkogenler?,*tümör süpresyon genleri), hücreler arası iletişimi sağlarlar (reseptör genler) veya arızalı kalıtsal yapıyı tamir ederler (tamir genleri).
Henüz erken çocukluk döneminde bir tümöre veya kansere yakalanma riskini yükselten kalıtsal gen bozuklukları ve kalıtsal/doğuştan gelen mutasyonlara nadiren rastlanmaktadır (kalıtsal kanser sendromları?). Fakat kanser kalıtsal bir hastalık değildir.
Ultraviyole ışınlar*veya*röntgen ışınları?, bazı kimyasal maddeler, zehirler veya*enfeksiyon?lar tesadüfi olarak mutasyon oluşmasına zemin hazırlıyabilirler. Fakat bu faktörler çocuk ve gençlerde kanser meydana gelmesinde sadece küçük bir rol oynarlar. Buna karşın bu faktörler hamilelik döneminde muhte-melen daha önemli bir rol oynayabilirler.
Çocuk ve gençlerde kanserin sıklıkla henüz doğumdan önce mevcut olabileceğini düşündüren bulgular da vardır. Bunun anlamı, henüz*embriyo*döneminde ( anne karnında) çocuğun bazı vücut hücrelerinde belirli değişikliklerin oluşmasıdır.
Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir.
Çocuk ve gençlerde kanserin insanın davranışları nedeniyle meydana gelebil-eceğine dair herhangi bir bilimsel kanıt yoktur. Güncel bilimsel verilere dayanan bu gerçek şu anlama gelmektedir: Şöyle veya böyle davrandığınızdan dolayı, herhangi bir şeyi yaptığınızdan veya ihmal ettiğinizden dolayı çocuğunuzda kansere yol açmanız söz konusu olamaz.
Eşler arasında sarsıntılı kişisel olaylar veya bir aile üyesinin veya yakınınızın ölümü gibi ruhsal fakt-örlerin, kanser oluşmasına etkilerinin bulunup bulunmadığı konusu tar-tışmalıdır. Böyle faktörlerin çocuk ve gençlerde kanser oluşmasına etki ettikle-rine dair görüşler tahminden öteye geçmemektedir ve günümüze kadar bu görüşlerin doğruluğunu kanıtlayan bir veri bulunmamıştır.
Şimdiye kadar bilinen gerçekler şunlardır:
Sağlıklı hücreler bölünürler (mitoz***?), olgunlaşırlar ve görevlerini öğrenirler (ayrışma), yaşlanırlar (hücre yaşlanması***?) ve vücut gerekli gördüğü zaman ölürler apopitoz. Böylelikle hücreler doğanın sağlıklı yaşam için öngördüğü bir yaşam planına (döngüsüne) ve biyolojik saatine uyarlar.
Hücrenin biyolojik saati yani hücre döngüsü bozulursa kanser oluşur. Bu vahim olay hücrenin örneğin kontrolsüz çoğalması, hücre ayrışmasının yetersiz derecede gerçekleşmesi veya hiç ayrışma olmaması, hücrenin yetersiz derece-de yaşlanması veya tabii hücre ölümünün gerçekleşmemesi durumunda söz konusu olabilir.
Hücre döngüsündeki hatalı düzenleme, hücrenin dejenere olmasına neden olabilir. Hatalı düzenleme sebepleri kalıtsal yapıda bozukluklar ve*gen?lerde meydana gelen değişikliklerdir (mutasyon?). Genler hücrelerin biyolojik saatini yönetirler (transkripsiyon faktör?leri,*onkogenler?,*tümör süpresyon genleri), hücreler arası iletişimi sağlarlar (reseptör genler) veya arızalı kalıtsal yapıyı tamir ederler (tamir genleri).
Henüz erken çocukluk döneminde bir tümöre veya kansere yakalanma riskini yükselten kalıtsal gen bozuklukları ve kalıtsal/doğuştan gelen mutasyonlara nadiren rastlanmaktadır (kalıtsal kanser sendromları?). Fakat kanser kalıtsal bir hastalık değildir.
Ultraviyole ışınlar*veya*röntgen ışınları?, bazı kimyasal maddeler, zehirler veya*enfeksiyon?lar tesadüfi olarak mutasyon oluşmasına zemin hazırlıyabilirler. Fakat bu faktörler çocuk ve gençlerde kanser meydana gelmesinde sadece küçük bir rol oynarlar. Buna karşın bu faktörler hamilelik döneminde muhte-melen daha önemli bir rol oynayabilirler.
Çocuk ve gençlerde kanserin sıklıkla henüz doğumdan önce mevcut olabileceğini düşündüren bulgular da vardır. Bunun anlamı, henüz*embriyo*döneminde ( anne karnında) çocuğun bazı vücut hücrelerinde belirli değişikliklerin oluşmasıdır.
Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir.
Çocuk ve gençlerde kanserin insanın davranışları nedeniyle meydana gelebil-eceğine dair herhangi bir bilimsel kanıt yoktur. Güncel bilimsel verilere dayanan bu gerçek şu anlama gelmektedir: Şöyle veya böyle davrandığınızdan dolayı, herhangi bir şeyi yaptığınızdan veya ihmal ettiğinizden dolayı çocuğunuzda kansere yol açmanız söz konusu olamaz.
Eşler arasında sarsıntılı kişisel olaylar veya bir aile üyesinin veya yakınınızın ölümü gibi ruhsal fakt-örlerin, kanser oluşmasına etkilerinin bulunup bulunmadığı konusu tar-tışmalıdır. Böyle faktörlerin çocuk ve gençlerde kanser oluşmasına etki ettikle-rine dair görüşler tahminden öteye geçmemektedir ve günümüze kadar bu görüşlerin doğruluğunu kanıtlayan bir veri bulunmamıştır.