ABD Başkanı Joe Biden, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'le göreve gelmesinden bu yana ilk yüz yüze görüşmesini gerçekleştirdi. Washington-Pekin hattındaki gerilimin yüksek olduğu bir dönemde yapılan görüşmede, gerilimin azaltılması ve çatışmadan kaçınılması gerektiği yönünde mesajlar öne çıktı.
ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, G20 Zirvesi için geldikleri Endonezya'nın Bali Adası'nda gerçekleştirdikleri yüz yüze görüşmede, iki ülkenin farklılıklarını idare etmesi, yeni işbirliği imkanları bulması ve ilişkilerinde doğru rotayı belirlemesi gerektiğini vurguladı. Görüşme, iki liderin Biden'ın geçen yılın başında göreve başlamasından bu yana ilk yüz yüze buluşma oldu.
ABD ile Çin arasında küresel güç rekabetinin ve gerilimlerin arttığı döneme denk gelen görüşmede, ilişkilerin olumlu doğrultuya yönelmesine yönelik dilek ve mesajlar öne çıktı. Biden, Çinli mevkidaşının elini sıkarak başladığı görüşmede, iki ülkenin çatışmadan kaçınması gerektiğini belirterek ABD ve Çin liderlerinin, "farklılıklarını yönetme ve yeni işbirliği imkanları bulma sorumluluğu olduğuna" işaret etti. Şi de iki liderin Çin-ABD ilişkilerinde "doğru rotayı belirlemesi gerektiğini" vurguladı. Biden ile küresel ve bölgesel konularda samimi görüş alışverişinde bulunmaya hazır olduğunu ifade eden Şi, Çin-ABD ilişkilerinin yeniden sağlıklı ve istikrarlı büyüme doğrultusuna girmesinin hem iki ülkenin hem de dünyanın menfaatine olacağının altını çizdi.
BIDEN'DAN GÖRÜŞME SONRASI AÇIKLAMA Biden, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesine ilişkin, mevkidaşıyla niyetleri ve öncelikleri hakkında açık ve samimi bir görüşme yaptıklarını dile getirdi. ABD'nin "tek Çin" politikasının değişmediğini vurgulayan*Biden, "statükoda tek taraflı değişikliğe karşı olduklarını" ifade etti. Biden, "Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı korumaya kararlıyız. Çin ve ABD'nin her ulusun üzerine düşeni yapmasını gerektiren küresel sorunları çözmek için birlikte çalışabilmesi gerektiği de açıktı." dedi.
"NÜKLEER TEHDİT KABUL EDİLEMEZ" Mevkidaşıyla Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşı ele aldıklarını kaydeden*Biden, nükleer silah tehdidi veya kullanımının tamamen kabul edilemez olduğuna dair ortak inancı teyit ettiklerini belirtti. Biden, mevkidaşıyla görüşmesinin ardından, görüşmelerin takibi ve iki ülke arasındaki iletişim hatlarını açık tutmaya devam etmesi için ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'dan Çin'e gitmesini istediğini söyledi.
"TAYVAN POLİTKAMIZIN DEÐİŞMEDİÐİNİ BELİRTTİM" Çin'in Tayvan'ı işgal etme niyetinde olup olmadığının sorulması üzerine yeni bir Soğuk Savaş olmayacağına inandığını dile getiren*Biden, "Çin'in Tayvan'ı işgal etmek için yakın zamanda bir girişimde bulunacağını düşünmüyorum. Tayvan'daki politikamızın hiç değişmediğini açıkça belirttim." dedi.
"ÇİN'İN KUZEY KORE'Yİ KONTROL EDEBİLECEÐİNİ SÖYLEMEK ZOR" Biden, Çin'in, balistik füze denemeleri yapan Kuzey Kore'yi bu tür testler yapmaktan vazgeçirme yeteneğine ne ölçüde sahip olduğunun ve bu durumun sürmesinin ABD-Çin ilişkilerine etkisinin sorulması üzerine, "Çin'in Kuzey Kore'yi kontrol edebileceğini söylemenin zor olduğunu" ifade etti. Kuzey Kore'nin bu testlere devam etmesi durumunda bu konuda net bir mesaj göndermeleri gerektiğine dikkati çeken*Biden, "Müttefiklerimizi olduğu kadar Amerikan topraklarını ve kapasitesini de savunacağız." dedi. Biden, "Kendimizi ve müttefiklerimiz Güney Kore ile Japonya'nın savunma kapasitelerini korumak için ne gerekiyorsa yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
BLINKEN ÇİN'E GİDECEK Beyaz Saray, Biden ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping'in görüşmesinin "samimi" geçtiğini ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın, Çin'i ziyaret edeceğini duyurdu.
Şİ: TAYVAN AŞILMAMASI GEREKEN İLK KIRMIZI ÇİZGİ İki lider arasında 3,5 saat süren yüz yüze görüşmeye ilişkin Çin tarafından yapılan açıklamaya göre ise, Şi görüşmede Tayvan sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çin'in topraklarının parçası olarak gördüğü Tayvan ile egemenlik ihtilafının çözümünün tamamen Çin halkının sorunu ve ülkenin "iç işi" olduğunu vurgulayan Şi, "Çin'in temel çıkarı olan Tayvan sorunu, Çin-ABD ilişkilerinin siyasi temeli ve aşılmaması gereken ilk kırmızı çizgisidir." dedi. Şi, Tayvan ile yeniden birleşmenin, Çin halkının ulusal dirilişi gerçekleştirme ve toprak bütünlüğünü yeniden kurma ülküsünün temeli olduğunu belirterek, "Tayvan'ı Çin'den ayırma arayışında olan her kimse, Çin ulusunun temel çıkarlarını ihlal ediyor demektir ve Çin halkı buna müsaade etmeyecektir." diye konuştu Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı arzuladıklarını ve buna bağlı olduklarını vurgulayan Şi, "Ancak Boğaz'ın iki yakası arasındaki barış ve istikrar ile 'Tayvan'ın bağımsızlığı' ateş ve su gibi uzlaşmazdır." dedi.
"ABD'YE MEYDAN OKUMA NİYETİNDE DEÐİLİZ" Çin-ABD ilişkilerindeki mevcut gerilimlerin iki ülkenin ve halklarının çıkarına ve uluslararası toplumun beklentilerine uygun olmadığını ifade eden Şi, "Çin, mevcut uluslararası düzeni değiştirmek veya ABD'nin iç işlerine müdahale etmek istemiyor. ABD'ye meydan okuma veya onun yerini alma niyetinde değiliz." dedi. Şi, iki ülke arasındaki rekabetin bir tarafın başarısının diğerinin yenilgisi olduğu "sıfır toplamlı bir oyun" olarak görülmemesi gerektiğine dikkati çekerek, Çin'in ve ABD'nin başarılı olmasının birbirleri için tehdit değil fırsat olduğu görüşünü dile getirdi. ABD'nin kapitalizm, Çin'in ise sosyalizm yoluyla kalkınmayı benimsediğini, her iki tarafın da bu farklılığa saygı göstererek birbirlerini kendi ölçüsüne göre yeniden şekillendirmeye, diğerinin sistemini sarsmaya ve değiştirmeye çalışmaması gerektiğini vurguladı.
"ÇİN'İN DE KENDİNE ÖZGÜ DEMOKRASİSİ VAR" Özgürlük, insan hakları ve demokrasinin tüm insanlığın ortak değeri ve arayışı olduğunu ifade den Şi, "demokrasi ve otoriterlik karşıtlığı" anlatısının günümüz dünyasını ve zamanın eğilimlerini doğru tanımlamadığı değerlendirmesinde bulundu. Hiçbir ülkenin mükemmel bir demokratik sisteme sahip olmadığına, gelişmeye daima muhtaç olduğuna dikkati çeken Şi, "Nasıl ki ABD'nin Amerikan stili bir demokrasisi varsa Çin'in de kendine özgü demokrasisi var. Her ikisi de kendi ulusal koşullarına uygun. Çin'de uygulanan 'bütüncül süreç halk demokrasisi' ülkenin gerçeklerine, tarihine, kültürüne uygun ve halkın iradesini yansıtıyor." dedi.
"TİCARET VEYA TEKNOLOJİ SAVAŞI KİMSENİN ÇIKARINA DEÐİL" Şi, küreselleşmiş dünyada ticaret veya teknoloji savaşları başlatmanın, ekonomik bağları koparmanın, tedarik zincirlerini kesmenin hem piyasa ekonomisinin ilkelerine hem de uluslararası ticaret kurallarına karşı olduğunu belirterek, "Bu girişimler kimsenin çıkarına değil. Ekonomik ve ticari bağların, bilimsel ve teknolojik etkileşimlerin siyasallaştırılmasına ve silaha olarak kullanılmasına karşıyız." diye konuştu.
BIDEN BAŞKAN OLDUKTAN SONRA İLK YÜZ YÜZE GÖRÜŞME Liderler, daha önce her ikisinin de başkan yardımcısı olarak mevkidaş olduğu dönemde yüz yüze görüşmeler yapmıştı. Ancak taraflar,*Biden'ın geçen yılın başında göreve başlamasından bu yana yalnızca iki kez çevrim içi ve bir kez de telefonda görüşmüş, hiç bir araya gelmemişti. Çin Devlet Başkanı Şi, Covid-19 salgınının başlamasının ardından yaklaşık 2,5 yıl boyunca yurt dışı ziyaretlerine ara vermiş ve yüz yüze diplomasiden kaçınmıştı. Şi, ilk kez temmuzda Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo'yu Pekin'de ağırlamış, ilk yurt dışı ziyaretini ise eylülde Kazakistan'a yapmış, ardından Özbekistan'a geçerek Şanghay İş Birliği Örgütü Zirvesi'ne katılmıştı.