Beşiktaş'ta başarısızlık olursa Sergen Yalçın'ın özel hayatı da konuşulur...

Abdülkerim Durmaz:"Gençlerbirliği maçı tam anlamıyla fiaskoydu; yalnızca sonuç değil, teknik yönetim ve oyuncu değişiklikleri de. “Nasıl olsa 1-0 öndeyiz, Gençlerbirliği kalemize gelmiyor” düşüncesiyle yapılan ani tercihler oyunun dengesini bozdu. Örneğin Mustafa’nın bir anda sol açıka çekilmesi ne kadar doğruydu? Černý’e kızıldı diye böyle bir kaydırma yapılır mı? Eğer Černý’den memnun değilsen, bir kanatta rashica, diğerinde Cengiz Ünder gibi daha doğal çözümler düşünülürdü.Rıdvan değişikliği de soru işareti. Ciddi bir sakatlık durumu yoksa, maçın son 10–15 dakikasında oyuncunu “koruma” adına oyundan almak, takımın savunma bütünlüğünü riske atabiliyor. Önce skoru ve Beşiktaş’ı korumak gerekir; sonra bireysel koruma gelir. Avrupa’da da görüyoruz: 85’te hâlâ değişiklik yapmayan, maçı aynı 11’le bitiren üst düzey hocalar var. Beş oyuncu değişikliği hakkı bir zorunluluk değil; işler yolunda giderken her hakkı kullanmak zorunda değilsin. Eğer bir oyuncuyu “korumak istiyorsan”, onu hiç sahaya sürmemelisin. Sahadaysa ve sağlıklıysa, kalan 10–12 dakikayı tamamlayabilir.Nitekim “koruma” refleksleri ve gereksiz değişiklikler zinciri sonrası talihsiz bir gol (Jurešek’in kendi kalesine) geliyor ve tabloyu açıklamak daha da zorlaşıyor. Beşiktaş’ın bu tür “moda” yaklaşımlara kapılacak lüksü yok. Takımın en garanti üç puanlarından birini, üstelik maç elindeyken bırakmak camiada iz bırakıyor; Konya’dan 2-0’la dönmek bile bu duyguyu silemedi. Sokaktaki Beşiktaşlı hâlâ “Gençlerbirliği maçı nasıl kaybedildi?” diye soruyor.Sergen Yalçın’ın, başarılı olmasını isterim; ancak bu sezon hem saha içi hem saha dışı bazı tercihler hayal kırıklığı yarattı. Teknik direktörlerin “yorumculuk” dönemlerinde ekranın cazibesine kapılıp büyük laflar etmeleri, göreve döndüklerinde önlerine konuyor. İşler iyi giderken kimse bunları konuşmaz; ama kötü gittiğinde her detay, özel hayat dâhil, büyüteç altına alınır. Şöhret böyle bir şey: Bedeli yüksek ve dikkat gerektiriyor. Beşiktaş teknik direktörüysen, hem özel yaşamda hem saha içi tercihlerde daha temkinli olmalısın.Saha içine dönersek: Konyaspor maçında topa %30 sahip olmak Beşiktaş standardı için kabul edilebilir değil. Sergen Hoca’nın, geçmişte benzer durumları eleştiren yorumları düşünüldüğünde, bugün kendi takımının performansını aynı ölçütle değerlendirmesi gerekir. Tez-antitez burada: Televizyonda keskin hükümler veriyorsan, takımın sahadaki oyunu da o çıtayı karşılamalı.Özetle:Gereksiz ve zincirleme değişiklikler oyunun aklını dağıttı.“Koruma” refleksiyle yapılan hamleler skoru riske attı.Oyun hakimiyeti ve plan istikrarı Beşiktaş ölçüsünde değil.Saha dışı algı ve söylem, saha içiyle tutarlı olmalı.Beşiktaş’ın ihtiyacı, oyuncu profiline uygun net bir maç planı, değişikliklerde tutarlılık ve oyunun son bölümünde kontrolü elden bırakmayan bir yaklaşım. Bu çerçeve sağlandığında, Gençlerbirliği benzeri kırılmaların tekrarını görmeyiz."Duhuliye.comHABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..