Hürriyet'te Güntekin Onay'ın köşe yazısı
Derbi maça iki takım da temkinli ve kontrollü başladı. Galatasaray'ın ön alanda yaptığı baskı Beşiktaş'ın top kayıplarına neden oldu. İlk 20 dakikada daha organize görünen taraf Galatasaray idi. İcardi'nin golüyle öne geçen sarı kırmızılılar, daha defansif bir anlayışla oyunu kendi yarı sahasında kabullenince, atak üstünlüğünü ele alan Beşiktaş, kanatlardan getirdiği toplarla etkili oldu. Cenk'in yararlanamadığı net fırsat golün habercisi gibiydi. Saiss'in kafa golü de hiç sürpriz olmadı çünkü Galatasaray takımı büyük ölçüde kısa boylu oyunculardan kurulu. G.SARAY GENiŞ ALANLAR BIRAKTI Beraberlik golünün ardından yakaladığı moralle daha etkili oynayan Beşiktaş, ikinci yarıya da iyi başlayan taraf idi. Ön alanda iyi baskı yapan siyah beyazlılar nitekim golü de bu şekilde buldu. Oliveira'nın büyük hatasında topu kazanan Hadziahmetovic siyah beyazlı ekibi derbide öne geçirdi. 2-1'den sonra risk alan ve çok adamla beraberlik için Beşiktaş'ın üzerine giden Galatasaray, kendi yarı sahasında geniş alanlar bıraktı. Final paslarında ve son vuruşlarda isabet sağlayamayan Beşiktaş, son bölümde baskı yese de savunmada dirençli bir duruş ortaya koydu. G.Saray'da Torreira dışında ayakta kalan olmayınca maçı da bir isabetli şutla tamamladılar. Daha çok isteyen, kazanma arzusunu büyük bir mücadele gücüyle sahaya yansıtan Beşiktaş, haklı bir galibiyet elde etti. Beşiktaş'ta görevini yapmayan oyuncu yoktu ancak Gedson orta alanda adeta 2 kişilik bir performans sergiledi. Rosier, Masuaku ve Hadziahmetovic de günün çalışkan isimleriydi. MERTENS'i SADECE BiR KEZ GÖRDÜK G.Saray ise derbinin ruhuna uygun bir mücadele ortaya koyamadı. İlk golü yedikten sonra Okan Buruk'un takımı adeta oyundan koptu, özellikle hücumda biribirinden çok kopuk gözüktü. Öyle ki Mertens'i sadece atılan golde İcardi'ye verdiği pasta gördük. Sarı kırmızılar açısından sezonun en kötü maçlarından biriydi. Beşiktaşlılar ise "Keşke Şenol Güneş daha önce gelseydi" diye bir kez daha düşündüler.
Derbi maça iki takım da temkinli ve kontrollü başladı. Galatasaray'ın ön alanda yaptığı baskı Beşiktaş'ın top kayıplarına neden oldu. İlk 20 dakikada daha organize görünen taraf Galatasaray idi. İcardi'nin golüyle öne geçen sarı kırmızılılar, daha defansif bir anlayışla oyunu kendi yarı sahasında kabullenince, atak üstünlüğünü ele alan Beşiktaş, kanatlardan getirdiği toplarla etkili oldu. Cenk'in yararlanamadığı net fırsat golün habercisi gibiydi. Saiss'in kafa golü de hiç sürpriz olmadı çünkü Galatasaray takımı büyük ölçüde kısa boylu oyunculardan kurulu. G.SARAY GENiŞ ALANLAR BIRAKTI Beraberlik golünün ardından yakaladığı moralle daha etkili oynayan Beşiktaş, ikinci yarıya da iyi başlayan taraf idi. Ön alanda iyi baskı yapan siyah beyazlılar nitekim golü de bu şekilde buldu. Oliveira'nın büyük hatasında topu kazanan Hadziahmetovic siyah beyazlı ekibi derbide öne geçirdi. 2-1'den sonra risk alan ve çok adamla beraberlik için Beşiktaş'ın üzerine giden Galatasaray, kendi yarı sahasında geniş alanlar bıraktı. Final paslarında ve son vuruşlarda isabet sağlayamayan Beşiktaş, son bölümde baskı yese de savunmada dirençli bir duruş ortaya koydu. G.Saray'da Torreira dışında ayakta kalan olmayınca maçı da bir isabetli şutla tamamladılar. Daha çok isteyen, kazanma arzusunu büyük bir mücadele gücüyle sahaya yansıtan Beşiktaş, haklı bir galibiyet elde etti. Beşiktaş'ta görevini yapmayan oyuncu yoktu ancak Gedson orta alanda adeta 2 kişilik bir performans sergiledi. Rosier, Masuaku ve Hadziahmetovic de günün çalışkan isimleriydi. MERTENS'i SADECE BiR KEZ GÖRDÜK G.Saray ise derbinin ruhuna uygun bir mücadele ortaya koyamadı. İlk golü yedikten sonra Okan Buruk'un takımı adeta oyundan koptu, özellikle hücumda biribirinden çok kopuk gözüktü. Öyle ki Mertens'i sadece atılan golde İcardi'ye verdiği pasta gördük. Sarı kırmızılar açısından sezonun en kötü maçlarından biriydi. Beşiktaşlılar ise "Keşke Şenol Güneş daha önce gelseydi" diye bir kez daha düşündüler.