• Vaynet.net, Türkçe içerikli genel forum sitesi ve eğlenceli paylaşım sitesi olarak kullanıcılara keyifli ve etkileşim dolu bir forum deneyimi sunuyor. Forum sitemizde merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilir ve bildiğiniz konularda da diğer forum üyelerimize yardımcı olabilirsiniz.

    Foruma katılmak için BURAYA TIKLAYIN

Beni Boğaziçi’ne neden almadılar? Ya da Demirel’i bile özlemek..

Nurhak

Forum Üyesi
Katılım
11 Eyl 2023
Mesajlar
1,915
Puanları
16
demirel.png


“Bile” dememin nedenini benim kuşağımın solcu ve “ilerici” aydınları anlayabilirler. 1960 ve 70’lerde siyasal bilinç edinmiş olanlar için Süleyman Demirel “öteki” idi. Bir çeşit baş düşman, mitolojik deyişle “nemesis”! Bütün kötülüklerin anası!

Morrison Süleyman! Hangi kirli taşı kaldırsanız altından o çıkardı!

Memleketi Amerikan üsleriyle dolduran oydu, irticayı kışkırtan oydu, ülkenin servetini yakınlarına peşkeş çeken oydu… Ne hinoğlu hindi o!

Babıali’ye Son Tren adıyla ilk bölümünü yayınladığım anılarımı yazarken de sık sık karşıma çıktı. Benim hayatımı da doğrudan etkilemişti. İki kez işsiz kalmama ve hatta ülkeyi terketmeme neden olmuştu:

İsmail Cem’in 1975 yılında TRT Genel Müdürlüğünden atılması hukuksuzluğunun baş faili oydu. Cem’in ekibindeki bizlere de kapı görünmüştü. O kadarla kalsa gene iyi. Çok iyi bir üniversiteden doktoram olmasına rağmen Boğaziçi Üniversitesi’ne girmeme de, dolaylı yoldan da olsa, o engel olmuştu.

BOĞAZİÇİ’NE NİÇİN ALMADILAR

İstanbul’da çıkarttığımız gazete batmıştı. İki çocuklu ve işsizdim. Boğaziçi Üniversitesi’ne başvurmuştum. İlgili bölüm başkanıyla konuştuğumda Indiana Üniversitesi’nden aldığım doktora tezimi istemişti. Götürüp bıraktım. Birkaç hafta ses çıkmayınca bir uğrayayım dedim. Kendisi ofisinde yoktu ve tuğla kalınlığındaki tezim rafta duruyordu. Sekreterine kim olduğumu söyleyip tezi aldım.

300 sayfalık tezim TRT’nin özerkliğiyle ilgiliydi. Dünyanın başka yerlerindeki “özerk” yayın kuruluşlarının yapısıyla bizdeki kurumun yapısını karşılaştırıyor, siyasal iktidara karşı özerklik bölgelerini saptamaya çalışıyordum. Tabii ülke yöneticilerinin o konudaki görüşlerini de aktarıyordum.

O zaman Başbakan olan Demirel TRT’ye ateş püskürüyordu. Efendim, özerklik de ne oluyordu? Devlet içinde devlet olur muydu? Ya orası anarşistlerin, komünistlerin eline geçerse ne yapardık!

En büyük destekçisi de gece gündüz özerk TRT’ye saldırdığı için adı TIRT Osman’a çıkan Bölükbaşı’ydı.

Doğal olarak tezde bu görüşlere de yer vermiştim.

Neyse, aldım tezi eve geldim. İçinden bir yazı çıktı. Bu bir rapordu. Sanırım, tezi götürdüğüm hoca onu konuya aşina bir başkasına okutmuştu ya da BÜ’nün böyle bir usulü vardı. Raporu yazan bu türden tehlikeli fikirlerim nedeniyle uygun bir aday olmadığım yolunda görüş belirtmişti.

Nitekim, arayan soran da olmadı.

O hocanın artık hayatta olduğunu sanmıyorum. Ancak çoluğu çocuğu ve torunları tarih önünde mahcup duruma düşmesin diye adını vermiyorum.

Özetle, Demirel’i eleştirdim diye bir kez daha işsiz kaldım!

Ve yurtdışında ekmek parası peşine düştüm.

MUHAFAZAKAR DEVLET ADAMI

Yurda ve gazeteciliğe döndükten sonra Demirel’le Güniz Sokak’taki evi dahil birçok yerde görüştüm. TV 8’de televizyon programıma da çıktı. 1960 ve 70’lerdeki saldırgan ve kaba politikacı gitmiş, demokrasi konusunda titizlenen muhafazakar bir devlet adamı gelmişti. İnişli çıkışlı hayat ona çok şeyler öğretmişti. Hakşinastı. Elmasın çöplüğe düşse de değer kaybetmeyeceğini biliyordu.

Nitekim 1990’larda haksız yere görevden aldırdığı İsmail Cem’in altı yıl süren başarılı Dışişleri bakanlığının arkasındaki adam odur. Basınla ilişkileri fevkalade dostane sürmüştür. Koca göbekli mayolu karikatürlerinin kopyasını almak için karikatüristlerden ricacı olmuştur. Güniz Sokak’taki evinde mütevazı masasının üzeri kitaplarla doluydu. Köy köy tanıdığı Türkiye’nin sıradan bir yer olmadığını, ülkenin geldiği yere kolay gelmediğini anlamıştır. Bu yüzden Atatürk’e saygısı sonsuzdur.

Köylüdür ama sonradan görme değildir. Dindardır ama dinci değildir. Müslümandır ama İslamcı değildir. Barajcıdır ama fikirlere baraj çekilmesinden yana değildir. Ümmetçi değil, memleketçidir. Kalkınmacıdır, rantçı değildir. Nasreddin Hoca’nın ülkesinde olduğunu bilir: Nüktedan ve hoş sohbettir.

Evet, büyük yanlışlar da yaptığı hayatını boşa harcamamış, öğrenmiştir!

Fotoğraf:

 

Genel Forum

Türkçe Forum Siteleri

İnternette bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı arayanlar için forum siteleri uzun yıllardır popüler bir tercih olmuştur. Her yaştan ve ilgi alanından kullanıcıya hitap eden genel forum siteleri, teknoloji, oyun, kültür ve daha pek çok konuda geniş içerik sunmaktadır. Bu platformlar, katılımcıların hem öğrenme hem de eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

Genel Forum Sitesi

İnternette Türkçe forumlar üzerinden içerik paylaşmak, dil bariyerini ortadan kaldırarak yerel kültüre uygun bir deneyim sunar. Türkçe forum siteleri, kullanıcıların bilgiye kolayca ulaşabileceği, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli paylaşımlar yapabileceği platformlar oluşturur. Türkiye'deki internet kullanıcıları için bu forumlar, ilgi çekici konularda derinlemesine sohbetler sunar.

Genel Forum Siteleri

Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenler için eğlenceli forumlar, keyifli bir alternatif sunar. Farklı hobilere ve ilgi alanlarına yönelik içeriklerle dolu olan bu forum paylaşım siteleri, kullanıcılarına samimi bir ortamda vakit geçirme fırsatı sunarken, aynı zamanda yeni insanlarla tanışma imkanı da sağlar. Eğlenceli paylaşımlar ve interaktif etkinliklerle dolu olan bu platformlar, hem öğrenmeyi hem de keyifli vakit geçirmeyi bir arada sunar.

İnternette yeni bir topluluk arayan ya da bilgi alışverişi yapmak isteyenler için genel forum siteleri harika bir başlangıç noktasıdır. Geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Türkçe forumlar, herkesin ilgisini çekecek konularla doludur. Siz de bu platformlara katılarak, kendi ilgi alanlarınıza uygun başlıklarda sohbetlere katılabilir ve katkıda bulunabilirsiniz. 

Not : Lütfen Çekim Paylaşım Forumları için sitemizi kullanmayın.