Bebeğin ilk muayenesi ne zaman yapılmalı?
Göz hekimlerine en sık sorulan soru bir bebeğin göz muayenesinin ne zaman yapılması gerektiğidir. Eğer gözünde şüphe edilen bir durum varsa hemen, bir şikayet yoksa iki-dört yaş arasında yapmalıdır. Zaten bebeklerin rutin yapılan çocuk hekimi muayenelerinde herhangi bir sorun varsa önceden tespit edilebilir ve çocuk göz hekimine yönlendirilebilir.
Çocukluk döneminde gözle ilgili olan problemlerin başında görme kusurları olarak ifade ettiğimiz miyop, hipermetrop veya astigmat olarak tanımladığımız kırma kusurları gelmektedir. Özellikle gözlük kullanan ebeveynler bebekleri olduğunda görmesinde bir problem olup olmadığı merak ederler. Görme kusurlarının bir kısmı kalıtsal olmakla birlikte bazıları hipermetropi gibi doğuştan, bazıları ise okul çağında ortaya çıkmaktadır.
Uluslararası Körlüğü Önleme Derneğinin 2001 yılında yapmış olduğu bir çalışmada çocukların yüzde 5 ile 15 inde görme kusuru olduğu ve bunların çoğunun düzeltilmemiş yani fark edilmemiş olduğu belirtilmiştir. Bizim ülkemizde yapılan tarama çalışmalarında da benzer sonuçlar elde edilmiştir.
Çocukların çoğu doğumda hipermetrop olup yaklaşık 4 yaş civarında azalır. Okul çağında yaklaşık yüzde 4-7 arasında görülür. Miyopi ise doğuştan nadirdir. Beş yaş civarında yüzde 1 iken 15 yaş civarında yüzde 15 e çıkmaktadır. En sık görülen görme kusuru astigmat olup görülme sıklığı aşağı yukarı yüzde 70 civarındadır. Ancak bunların sadece tüzde 3'ü 1.25 ve üzeri olup görmeyi olumsuz olarak etkilemektedir. 1 dereceden fazla astigmatı olanlarda 2 yaşından önce de astigmat vardır. Çocuklarda görme kusurlarının farkedilir belirtileri yoktur. TVyi yakından izleme mutlaka bir görme kusuru olduğunu göstermez. Sık düşüyorsa, ışıktan rahatsız oluyorsa, elindeki oyuncakları görmek için çok yaklaştırıyorsa, gözlerini çok kırpıyorsa, görme kusurlarından şüphelenmek gerekir. Ancak okula başladığında iyi göremediğinin farkında olabilir. Yüksek olan görme kusurları erken yaşta fark edilmediğinde görme gelişimini tamamlayamaz ve göz tembelliği adını verdiğimiz durum ortaya çıkar.
Bu nedenle çocukların iki-dört yaş arasında mutlaka göz hekimi tarafından muayenelerinin yapılması gerekmektedir.
Şaşılık (göz tembelliği)
Bu muayenede tespit edilecek olan diğer bir göz problemi de göz tembelliğidir. Göz tembelliği eğer göz kayması ile birlikte değilse fark edilmeyebilir. Göz tembelliği erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir göz hastalığıdır. Ancak görme gelişimini tamamladıktan sonra tedavisi mümkün değildir.
Şaşılık yani gözlerin paralelliğinin bozulması yaklaşık olarak yüzde 2-4 oranında görülmektedir. Hayatın ilk ayları içerisinde görülmekle beraber büyük bir kısmı bir buçuk-iki yaş civarında görülmektedir.
Kalıtsal olabildiği gibi doğumsal veya hayatın ilk yıllarında görmeye engel olan kapak düşüklüğü, katarakt, tümör gibi bazı hastalıklar da göz kaymasına neden olabilirler. Kayma içe, dışa aşağı veya yukarı olabildiği gibi tek veya iki gözde olabilir.
Tek gözde olduğunda göz tembelliği de olur. Diğer göz hastalıkları ile birlikte olduğunda öncelikle bunların tedavi edilmesi gerekir. Değilse görme kusuru varsa düzeltilmeli, göz tembelliği tedavi edilmeli, kayma gözlüğe rağmen devam ediyorsa kaymayı düzeltecek operasyonlar yapılmalıdır. Okul öncesi dönemde hem göz kayması hem de görmede eksiklik varsa düzeltilmelidir.
Göz yaşı kanalı tıkanıklığı ne demek?
Gözyaşı kanal tıkanıklığı, bebeklerde en sık görülen göz problemlerinden biridir. Doğumdan itibaren gözde sulanma ve çapaklanma vardır. Çoğunlukla kendiliğinden düzelen bir durum olmakla birlikte yaklaşık yüzde 6 civarında görülür. Tedavisinde masaj, antibiyotikli damlalar ılık kompres uygulanır. İlk bir yaş içerisinde kendiliğinden açılmamışsa küçük bir müdahale ile açılır. Nadiren daha büyük bir girişim gerektirir. Doğuştan göz içi tansiyonununda da gözde sulanma vardır. Bu daha acil bir durumdur. Gözyaşı kanal tıkanıklığı ile karıştırmamak gerekir. Eğer bir bebeğin gözü büyük ise, ışığa bakamıyor sulanma oluyorsa göz tansiyonundan şüphelenmek gerekir. Eğer tansiyonu düşürücü müdahaleler yapılmazsa körlüğe neden olmaktadır.
Bebeğiniz katarak olabilir!
Bebek veya çocukların göz bebeği beyaz görüldüğünde, karanlıkta göze ışık tutulduğunda veya flaşlı fotoğraflarında kırmızı yansıma iptal edilmediği halde gözlerinde görülmediğinde doğuştan katarakt, göz içi tümörü veya daha nadir diğer göz içi hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Katarakt görmeyi etkilerken göz içi tümörü geç teşhis edildiğinde gözün veya hayatın kaybına neden olabilir.
Bebeklerde doğuştan olan bazı anormallikler sadece şekilsel olmayıp görmeyi de etkiler. Bunlar arasında en sık görülen göz kapağı düşüklüğüdür. Düşüklük görmeyi etkiliyorsa operasyon ilk altı-dokuz ay içinde yapılır. Etkilemiyorsa üç-dört yaş civarında yapılmalıdır. Şaşılık ve göz kapağı ameliyatlarının okul öncesi dönemde yapılması çocukların arkadaşları ile daha sosyal ilişkiler kurmasını sağlayacaktır.
Göz hekimlerine en sık sorulan soru bir bebeğin göz muayenesinin ne zaman yapılması gerektiğidir. Eğer gözünde şüphe edilen bir durum varsa hemen, bir şikayet yoksa iki-dört yaş arasında yapmalıdır. Zaten bebeklerin rutin yapılan çocuk hekimi muayenelerinde herhangi bir sorun varsa önceden tespit edilebilir ve çocuk göz hekimine yönlendirilebilir.
Çocukluk döneminde gözle ilgili olan problemlerin başında görme kusurları olarak ifade ettiğimiz miyop, hipermetrop veya astigmat olarak tanımladığımız kırma kusurları gelmektedir. Özellikle gözlük kullanan ebeveynler bebekleri olduğunda görmesinde bir problem olup olmadığı merak ederler. Görme kusurlarının bir kısmı kalıtsal olmakla birlikte bazıları hipermetropi gibi doğuştan, bazıları ise okul çağında ortaya çıkmaktadır.
Uluslararası Körlüğü Önleme Derneğinin 2001 yılında yapmış olduğu bir çalışmada çocukların yüzde 5 ile 15 inde görme kusuru olduğu ve bunların çoğunun düzeltilmemiş yani fark edilmemiş olduğu belirtilmiştir. Bizim ülkemizde yapılan tarama çalışmalarında da benzer sonuçlar elde edilmiştir.
Çocukların çoğu doğumda hipermetrop olup yaklaşık 4 yaş civarında azalır. Okul çağında yaklaşık yüzde 4-7 arasında görülür. Miyopi ise doğuştan nadirdir. Beş yaş civarında yüzde 1 iken 15 yaş civarında yüzde 15 e çıkmaktadır. En sık görülen görme kusuru astigmat olup görülme sıklığı aşağı yukarı yüzde 70 civarındadır. Ancak bunların sadece tüzde 3'ü 1.25 ve üzeri olup görmeyi olumsuz olarak etkilemektedir. 1 dereceden fazla astigmatı olanlarda 2 yaşından önce de astigmat vardır. Çocuklarda görme kusurlarının farkedilir belirtileri yoktur. TVyi yakından izleme mutlaka bir görme kusuru olduğunu göstermez. Sık düşüyorsa, ışıktan rahatsız oluyorsa, elindeki oyuncakları görmek için çok yaklaştırıyorsa, gözlerini çok kırpıyorsa, görme kusurlarından şüphelenmek gerekir. Ancak okula başladığında iyi göremediğinin farkında olabilir. Yüksek olan görme kusurları erken yaşta fark edilmediğinde görme gelişimini tamamlayamaz ve göz tembelliği adını verdiğimiz durum ortaya çıkar.
Bu nedenle çocukların iki-dört yaş arasında mutlaka göz hekimi tarafından muayenelerinin yapılması gerekmektedir.
Şaşılık (göz tembelliği)
Bu muayenede tespit edilecek olan diğer bir göz problemi de göz tembelliğidir. Göz tembelliği eğer göz kayması ile birlikte değilse fark edilmeyebilir. Göz tembelliği erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir göz hastalığıdır. Ancak görme gelişimini tamamladıktan sonra tedavisi mümkün değildir.
Şaşılık yani gözlerin paralelliğinin bozulması yaklaşık olarak yüzde 2-4 oranında görülmektedir. Hayatın ilk ayları içerisinde görülmekle beraber büyük bir kısmı bir buçuk-iki yaş civarında görülmektedir.
Kalıtsal olabildiği gibi doğumsal veya hayatın ilk yıllarında görmeye engel olan kapak düşüklüğü, katarakt, tümör gibi bazı hastalıklar da göz kaymasına neden olabilirler. Kayma içe, dışa aşağı veya yukarı olabildiği gibi tek veya iki gözde olabilir.
Tek gözde olduğunda göz tembelliği de olur. Diğer göz hastalıkları ile birlikte olduğunda öncelikle bunların tedavi edilmesi gerekir. Değilse görme kusuru varsa düzeltilmeli, göz tembelliği tedavi edilmeli, kayma gözlüğe rağmen devam ediyorsa kaymayı düzeltecek operasyonlar yapılmalıdır. Okul öncesi dönemde hem göz kayması hem de görmede eksiklik varsa düzeltilmelidir.
Göz yaşı kanalı tıkanıklığı ne demek?
Gözyaşı kanal tıkanıklığı, bebeklerde en sık görülen göz problemlerinden biridir. Doğumdan itibaren gözde sulanma ve çapaklanma vardır. Çoğunlukla kendiliğinden düzelen bir durum olmakla birlikte yaklaşık yüzde 6 civarında görülür. Tedavisinde masaj, antibiyotikli damlalar ılık kompres uygulanır. İlk bir yaş içerisinde kendiliğinden açılmamışsa küçük bir müdahale ile açılır. Nadiren daha büyük bir girişim gerektirir. Doğuştan göz içi tansiyonununda da gözde sulanma vardır. Bu daha acil bir durumdur. Gözyaşı kanal tıkanıklığı ile karıştırmamak gerekir. Eğer bir bebeğin gözü büyük ise, ışığa bakamıyor sulanma oluyorsa göz tansiyonundan şüphelenmek gerekir. Eğer tansiyonu düşürücü müdahaleler yapılmazsa körlüğe neden olmaktadır.
Bebeğiniz katarak olabilir!
Bebek veya çocukların göz bebeği beyaz görüldüğünde, karanlıkta göze ışık tutulduğunda veya flaşlı fotoğraflarında kırmızı yansıma iptal edilmediği halde gözlerinde görülmediğinde doğuştan katarakt, göz içi tümörü veya daha nadir diğer göz içi hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Katarakt görmeyi etkilerken göz içi tümörü geç teşhis edildiğinde gözün veya hayatın kaybına neden olabilir.
Bebeklerde doğuştan olan bazı anormallikler sadece şekilsel olmayıp görmeyi de etkiler. Bunlar arasında en sık görülen göz kapağı düşüklüğüdür. Düşüklük görmeyi etkiliyorsa operasyon ilk altı-dokuz ay içinde yapılır. Etkilemiyorsa üç-dört yaş civarında yapılmalıdır. Şaşılık ve göz kapağı ameliyatlarının okul öncesi dönemde yapılması çocukların arkadaşları ile daha sosyal ilişkiler kurmasını sağlayacaktır.