Haberin başlığı şöyle: "Devlet ve Millet düşmanları fırsat kolluyor"
Birkaç gün önce bu başlık Akit gazetesi tarafından atıldı. Haberin devamında ise "devlet ve millet" olarak kastedilen şeyin hükümet olduğu, düşmanların ise hükümete muhalif eczacılar olduğu anlaşılıyor.
"Türk Eczacıları Birliği, yaklaşan seçimler öncesi hükümeti zor duruma düşürmek için adım adım Türkiye genelinde büyük eczacı eylemine hazırlanıyor."
Bu cümleden anlıyoruz ki Akit'e göre hükümete muhalif olmak vatan ve millet düşmanı olmakla aynı anlama geliyor.
Uzun bir süredir devam eden bu hükümeti devlet kabul etme fikriyatı yaklaşan seçimlerle bir basamak öteye gidecek gibi duruyor. Devletten de öte 'Vatan, Millet'.
Aslında ülkedeki hemen her kurum bu gün yaşanan kutuplaşmanın etkisiyle kendisini sadece bir tarafa hizmet ve hitap eden şekilde konumlandırmak konusunda bir sıkıntı görmüyor. Elbette, adalet başta olmak üzere devlet kurumlarının bu şekilde bir davranış sergilemesi oldukça önemli bir sorun. Ama medya kutuplaşmanın parçası olmaktan öte kutuplaştıran olmak gibi bir işlev de üstleniyor.
Evet kutuplaşma diline hizmet eden çok haber görüyoruz, ama bu haberde iki çok önemli konu var, birincisinden yukarıda bahsettim. Genelde Cumhur ittifakı, özelde de AKP'yi devlet olarak tanımlamanın bir adım ötesine geçip 'Vatan, Millet' olarak adlandırmak. Bu şekilde bütün muhalifleri medya aracılığı ile 'Vatan haini, Millet düşmanı' olarak niteleyebilme konforu.
Bu durum elbette muhalefeti terörize etme sonucunu da doğuracaktır.
Haberin devamında ise yine çok ilginç bir başka cümle var. Bir ara başlıkla da bu cümlenin altı çiziliyor: "Biz Cumhurbaşkanımızın vatan sevdasına vurgunuz" Bu cümleyi birisi gerçekten kurdu mu bilemiyorum ama biraz önce bahsettiğim, Vatan ve Millet'in Cumhur ittifakı ve AKP iktidarı tanımı bu cümle ile biraz daha daraltılarak sadece Cumhurbaşkanı olarak ifade ediliyor.
Haberde bu cümleyi muhalif olmayan bazı eczacıların kurduğundan bahsediliyor.
Habere göre Akit'e konuşan eczacılar, "Biz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonuna, onun vatan sevdasına vurgun eczacılarız. İlaçta tedarik zorlukları ve çeşitli sebeplerden dolayı büyük sıkıntılar yaşarken sık sık yapılan teftişler canımız yakıyor. Her teftişte bizlere binlerce liralık külfet çıkıyor. Her eczacı muhalif değil" demişler.
Yani aslında demişler ki, ne yapacaksanız muhalif olanlara yapın bize yapmayın. Bu yapılanlar hukuki bir gereksinim ise bizi bundan muhaf tutun. Yok hukuki değil keyfi ise de muhalif olanlara yapmaya devam edin. Yani kriteriniz muhalif olup olmamak olsun demişler.
Öncelikle belirtmeliyim ki haber böyle bir şey değildir. Belki bu tarz ifadeleri köşe yazılarınızda kullanabilir, köşelerinizden gereğini yapabilirsiniz. O zaman da başından sonuna yanlış yapmış olursunuz ama köşe yazısı sizin yorumunuz olarak algılanır, haber ise olduğu gibi, herhangi bir müdahale olmadan gerçeklerin yazıldığı bir metin olarak.
Aynı haberi tamamen farklı başlık ve içerikle kendi ideolojisine uygun olarak veren medya kuruluşları gazetecilik görevlerinden feragat etmiş demektir.
Son soru? Yukarıda Akit'e konuştuğu iddia edilen eczacılar gerçekten var ve bu cümleleri kurdular mı yoksa gereğini yapmak bilinci köşe yazarlarından muhabirlere kadar ulaştı mı acaba
(*)
Birkaç gün önce bu başlık Akit gazetesi tarafından atıldı. Haberin devamında ise "devlet ve millet" olarak kastedilen şeyin hükümet olduğu, düşmanların ise hükümete muhalif eczacılar olduğu anlaşılıyor.
"Türk Eczacıları Birliği, yaklaşan seçimler öncesi hükümeti zor duruma düşürmek için adım adım Türkiye genelinde büyük eczacı eylemine hazırlanıyor."
Bu cümleden anlıyoruz ki Akit'e göre hükümete muhalif olmak vatan ve millet düşmanı olmakla aynı anlama geliyor.
Uzun bir süredir devam eden bu hükümeti devlet kabul etme fikriyatı yaklaşan seçimlerle bir basamak öteye gidecek gibi duruyor. Devletten de öte 'Vatan, Millet'.
Aslında ülkedeki hemen her kurum bu gün yaşanan kutuplaşmanın etkisiyle kendisini sadece bir tarafa hizmet ve hitap eden şekilde konumlandırmak konusunda bir sıkıntı görmüyor. Elbette, adalet başta olmak üzere devlet kurumlarının bu şekilde bir davranış sergilemesi oldukça önemli bir sorun. Ama medya kutuplaşmanın parçası olmaktan öte kutuplaştıran olmak gibi bir işlev de üstleniyor.
Evet kutuplaşma diline hizmet eden çok haber görüyoruz, ama bu haberde iki çok önemli konu var, birincisinden yukarıda bahsettim. Genelde Cumhur ittifakı, özelde de AKP'yi devlet olarak tanımlamanın bir adım ötesine geçip 'Vatan, Millet' olarak adlandırmak. Bu şekilde bütün muhalifleri medya aracılığı ile 'Vatan haini, Millet düşmanı' olarak niteleyebilme konforu.
Bu durum elbette muhalefeti terörize etme sonucunu da doğuracaktır.
Haberin devamında ise yine çok ilginç bir başka cümle var. Bir ara başlıkla da bu cümlenin altı çiziliyor: "Biz Cumhurbaşkanımızın vatan sevdasına vurgunuz" Bu cümleyi birisi gerçekten kurdu mu bilemiyorum ama biraz önce bahsettiğim, Vatan ve Millet'in Cumhur ittifakı ve AKP iktidarı tanımı bu cümle ile biraz daha daraltılarak sadece Cumhurbaşkanı olarak ifade ediliyor.
Haberde bu cümleyi muhalif olmayan bazı eczacıların kurduğundan bahsediliyor.
Habere göre Akit'e konuşan eczacılar, "Biz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonuna, onun vatan sevdasına vurgun eczacılarız. İlaçta tedarik zorlukları ve çeşitli sebeplerden dolayı büyük sıkıntılar yaşarken sık sık yapılan teftişler canımız yakıyor. Her teftişte bizlere binlerce liralık külfet çıkıyor. Her eczacı muhalif değil" demişler.
Yani aslında demişler ki, ne yapacaksanız muhalif olanlara yapın bize yapmayın. Bu yapılanlar hukuki bir gereksinim ise bizi bundan muhaf tutun. Yok hukuki değil keyfi ise de muhalif olanlara yapmaya devam edin. Yani kriteriniz muhalif olup olmamak olsun demişler.
Öncelikle belirtmeliyim ki haber böyle bir şey değildir. Belki bu tarz ifadeleri köşe yazılarınızda kullanabilir, köşelerinizden gereğini yapabilirsiniz. O zaman da başından sonuna yanlış yapmış olursunuz ama köşe yazısı sizin yorumunuz olarak algılanır, haber ise olduğu gibi, herhangi bir müdahale olmadan gerçeklerin yazıldığı bir metin olarak.
Aynı haberi tamamen farklı başlık ve içerikle kendi ideolojisine uygun olarak veren medya kuruluşları gazetecilik görevlerinden feragat etmiş demektir.
Son soru? Yukarıda Akit'e konuştuğu iddia edilen eczacılar gerçekten var ve bu cümleleri kurdular mı yoksa gereğini yapmak bilinci köşe yazarlarından muhabirlere kadar ulaştı mı acaba
(*)
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.