Yağışsız geçen günlerin ardından birçok bölgede barajlardaki doluluk oranı son yılların en düşük seviyelerine geldi. Yalova'nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı Gökçe Barajı'nın ardından Çanakkale ve İstanbul'un içme suyunu karşılayan barajlardan da kötü haber geldi. İSKİ'den yapılan açıklamada, "Endişelenecek bir şey yok. Hiç yağmur yağmayacak diye bir durum olamaz bu kıyamet senaryosu dediğimiz bir şey olur" denildi.
Ocak ayının ilk haftası geride kaldı ancak yurtta beklenen kış yağışları bir türlü gelmedi. Birçok ilde su ihtiyacını karşılayan barajların seviyesi de giderek düşüyor.
Megakent İstanbul'a su sağlayan Alibeyköy barajında su seviyesi yüzde 18.29 ile son 10 yılın en düşük seviyesinde. düşen su seviyesi nedeniyle baraj kapaklarının olduğu bölüm tamamen kurudu. Su seviyesinin ölçülmesi için yapılan beton kule ise tamamen açıkta kaldı. Daha önce balıkların yüzdüğü tarihi su kemerlerinin olduğu bölümlerde ise sudan eser yok.
Kentin tüm barajlarına bakıldığında ise doluluk oranı yüzde 32.25. Toplam kapasitesi yaklaşık 868 milyon metreküp olan barajlarda 280 milyon metreküp su kaldı. Bu oran son 10 yılın en düşük ikinci doluluk oranı olarak kayıtlara geçti.
Geçtiğimiz yıl bu tarihlerde yüzde 48.02 olarak ölçülen İstanbul'un barajlarında doluluk oranı, büyük bir kuraklığın yaşandığı 2014 yılında bile yüzde 35.44 olarak kayıtlara geçmişti.
Peki beklenen yağışların gelmemesi durumunda İstanbul'da kuraklık riski var mı? İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz bir açıklama yaptı.
Barajların endişe verecek bir durumda olmadığını söyleyen Solmaz, "Aynı zamanda İstanbul, önümüzdeki yıllarda kuraklık periyotlarında bile su sıkıntısı yaşamayacak. Bizim baraj rezervlerimiz yağmurun geç kaldığı dönemlerde bizi idare edecek durumda" dedi.
10 Ocak'tan itibaren hava sıcaklıklarının düşmesinin beklendiğini hatırlatan Solmaz, "Soğumaya bağlı olarak da yağış, mevsim normallerine yaklaşacak diye bekliyoruz. Hiç yağmur yağmayacak diye bir durum olamaz bu kıyamet senaryosu dediğimiz bir şey olur" diye konuştu.HABERE GİT
Yalova'da da benzer şekilde bir kuraklık yaşanıyor. Kentin su ihtiyacının karşılandığı yüzde 82'si, yağış yetersizliği nedeniyle kururken 3 milyon metreküp su kaldı.
Yalova Yeşil Körfez Su Birliği Başkanı İsmail Demir, yağmur yağmaması halinde kent için 30 günlük su kaldığını belirterek şöyle konuştu:
''Yüzde 18'lik bir doluluk oranımız kaldı. Bu da Yalova'nın 30-35 günlük suyuna tekabül ediyor. Yağmurun yağmaması, suyun azalmasına neden oldu."HABERE GİT
Çanakkale'de de yağışların beklenen seviyede olmaması nedeniyle barajlardaki su miktarı gederek azalmaya başladı.
Çanakkale merkezinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon 115 bin metreküp su kapasitesine sahip Atikhisar Barajı'ndaki su miktarı 23 milyon metreküpe düştüğü belirtildi.
Kentin içme suyu ihtiyacını da karşılayan Atikhisar Barajı'nda su miktarının iyice azalması üzerine kısıtlamalar yaşanabilir.
Çanakkale Belediyesi yetkilileri ise içme ve kullanma suyunun tasarruflu kullanılması konusunda vatandaşları uyarıda bulundu.
Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, Atikhisar Barajı'nın kent için hayati öneme sahip olduğunu belirterek, "Atikhisar Barajı Çanakkale kentinin tek içme ve kullanma suyu kaynağı. Şuandaki rezervimiz 23 milyon metreküp, doluluk oranımız yüzde 42,5." dedi. Mutluay, ilerleyen süreçte 2020'deki gibi önlem almak zorunda kalabileceklerini belirtti.
Tarımsal üretim açısından da bir risk şuanda görüldüğünü ifade eden Mutluay, "Tarımsal sulamada su verilemeyeceğinden dolayı burada bir ekonomik kayıp olması söz konusu. Ancak aldığımız meterelojik verilere göre de 10 Ocak tarihinden sonra yağışlı bir döneme gireceğin öngörüyor uzmanlar, umutla bekliyoruz" dedi.
Çanakkale'de, 2020 yılında ciddi bir kuraklık yaşadıklarını da hatırlatan Başkan Yardımcısı irfan Mutluay, "Su seviyemiz o zamanlar ciddi anlamda azalmış, yüzde 22'ler seviyesine düşmüştü" ifadelerini kullandı.
3 yıl önce yaşanan kuraklık nedeniyle barajda su miktarının iyice azalması üzerine harekete geçen Çanakkale Belediyesi, şehir şebeke suyu kullanılarak hortumla araç, halı ve kilim yıkanmasını yasaklarken, sanayi tesislerinde kullanımları göz önüne alınarak kısıtlamaya gidilmesine, bahçe sulamalarının da mümkünse kuyu suyu kullanılarak ve damlama sistemi ile yapılması kararı almıştı.