Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"ENFLASYON FİYAT MEKANİZMASINI BOZAR"
Bloomberg HT yayınına katılan Çakar'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;*
"Enflasyon fiyat mekanizmasında ciddi bir bozulma getiriyor. Enflasyonda tedbir alınmazsa sabit gelirlinin durumu bozulur. Enflasyonda sabit gelirlileri koruyacak düzenlemeler gerekir. Son dönemde alınan bazı düzenlemeler vatandaşı koruma hedefi gözetiyor. Enflasyon dünyada da 2022'de en büyük sorun oldu. Enflasyonun nedenlerine bakmak lazım. 2020 yılında pandeminin etkisiyle üretimi ve istihdamı korumak amacıyla tüm ülkeler genişleyici para politikası uyguladı. Bu da talep enflasyonu yarattı. Bu talep enflasyonu üzerine bir de sonra maliyet enflasyonu geldi. ABD ve Avrupa'da resesyonu göze alarak faizler artırıldı. Türkiye büyümeden taviz vermek istemediği için arzı artarak enflasyonu kontrol altına alma yoluna gitti. "ENFLASYONUN YÖNETİLEBİLİR SEVİYELERE GELECEÐİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Euro Bölgesi'nde resesyonun kısmen gevşeyeceği öngörülüyor. Enflasyonu önümüzdeki dönemde mutlaka aşağı çekmemiz gerekiyor. Burada mutlaka arzı artırıp, katma değerli üretimi artırmalıyız. Türkiye'nin enflasyonun temelinde her zaman cari açık olmuştur. Cari açığı yönetecek politikalar geliştirmeliyiz. Ekonomide tek değişen yoktur. Tüm dinamikleri doğru kurgulayarak modelleri işlemek gerekir. Beklentilerin doğru yönetilmesi lazım. Türkiye'de enflasyonda beklentilerin kırılacağını, enflasyonun da yönetilir seviyelere geleceğini düşünüyorum. Son zamanlarda yapılan bazı düzeltme kalemlerinin piyasada şüphesiz genişletici bir etki yaratacağı açık. Enflasyonda sabit gelirlileri koruyacak düzenlemeler yapılması gerekiyor. Ben bunları bu kapsamda değerlendiriyorum. Bunu*TCMB*Başkanımız da belirtti, hesaplamalarının yapıldığını söyledi. KREDİLER YÜZDE 93 ARTTI
2022'de bankacılık sektörünün kredi büyümesi 2,6 trilyon TL. 23 milyar dolarlık yabancı para kredi bakiyesi de kapatıldı. Reel sektöre 1,7 trilyon TL kredi kullandırdık. Reel sektöre kullandırılan kredi yüzde 93 oranında arttı. KOBİ kredilerinde artış yüzde 104 seviyesinde. Finansal erişim açısından bankacılık sektörünün reel sektöre verdiği kredide eksiklik olduğunu söylemek doğru değil. Türkiye'nin finansal sisteminin yüzde 85'i bankacılık sektöründe. Türkiye'de kullandırılan kredilerin yüzde 98'i de bankacılık sektöründe. Yükün önemli kısmı sektörün üzerinde ve biz sorumluluklarımızın farkındayız. Türkiye'de toplam kredi büyüklüğü 7,7 trilyon TL'dir. Makroihtiyati tedbirler kredilerin doğru alanlara gitmesi için uygulandı. Bu tarafta başarı sağlandı. KOBİ'lere, esnaflara kullandırılan krediler düzenlemelere tabi değil. Selektif olmayan krediler için aylık yüzde 3 büyüme öngörüldü ya da yüzde 30 menkul kıymet tesisi getirildi. Kredilerin yüzde 20'si bireysel, yüzde 80'i de reel sektöre gitti. Bir yılda KOBİ'lerin kredilerdeki payı yüzde 5 arttı. İmalat sanayisinin payı yüzde 29'a çıktı. Selektif kredi politikası bu sonuçları doğurdu. Bankacılık topladığı kaynağı iki gruba dağıtır. Bunlardan ilki kamu. Hazine'nin borçlanmasının yüzde 70'ini bankacılık sektörü karşılıyor. Menkul kıymet tesisinin ekstra bir şok olmadığı durumda sermaye yeterlilikleri üzerinde bir sorun oluşturacağını düşünmüyorum. Sermaye ihtiyacı anlamında Türkiye'de sermaye konması gerekir denen bir banka yok. Bankalarımız sermaye rasyolarına göre iyi durumda. Acil bir sermaye ihtiyacı içinde olan bankamız yok. 3 kamu bankasının bilanço büyüklüğü yüzde 37 paya tekabül ediyor. Kredilerin de yüzde 48'i üç kamu bankası üzerinde. Son 3 yılda bunlar artış gösterdi. Yüzde 37-40 sektörü domine eden bir rakam değildir. "KKM'DE 1 TRİLYON TL CİVARI TCMB TARAFLI"
Kur korumalı mevduatta 1 trilyon TL civarı TCMB taraflı, 400 milyon TL'si de Hazine'nin ürününde. KKM süreç itibariyle başarılı oldu. Mevduatımızın yüzde 35'i TL idi, bu oran yüzde 54'e çıktı. KKM'de yüzde 12 faiz oranı düşük kalmıştı. TCMB de bankaları bu konuda serbest bıraktı. KKM bize önemli bir maliyet avantajı sağlıyordu. Önümüzdeki süreç itibariyle biz yüzde 60 hedefinin tutturulmasına bakacağız. Sektör son dönemde 5-6 puanlık opsiyonlar veriyordu. Kabaca ben burada üst sınırın yüzde 17-18 seviyelerine oturacağını düşünüyorum. Forward işlemlerin çok büyük bir payı yok, düzenlemelerin etkisi sınırlı kalır. Bizim ana finansman kaynağımız mevduat. Mevduat dışı kaynaklar da var. Mevduatta ortalama bir maliyet buluruz. Bu ortalama maliyet dikkate alındığında net faiz marjını yakalayabilecek durumdayız. Ziraat Bankası'nın bu marjı yüzde 5 civarında. Sektörün 218 milyar dolar yabancı mevduatı var, kredisi de 132 milyar dolar civarında. Ciddi anlamda yabancı para mevduat var. Otorite yabancı para olanların yabancı para kredi kullanmasını istiyor. 2 yıl öncesine göre uluslararası sermaye hareketleri durağan. Ama dünyada çok fazla para var. Bankacılık sektörü olarak kaynak bulma konusunda bir kısıtımız yok."
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.