ayhanx21
Forum Üyesi
Sevdiklerimize Olan Bağımlılığımız Duygusal Sorunlara Neden Oluyor!
İnsan doğduğu anda başlar, bir şeylere bağlanmaya…Tutunmak, sarılmak, güvenmek ister. Sırtını dayayacak güvenli, kocaman dağlar ister. Yalnızlıktan, tek başına kalmaktan korkar.
İnsanlar tutunacağı bir dal ister, yanı başında. Bütün hayatı bu arayışlarla geçer. Tam bulduğunu düşündüğünde, gözünde büyütür, kocaman kalıplara koyar onu, bütün zamanlarını, bütün ümitlerini ona bağlar. Onunla hayata tutunmaya çalışır, hayatı onunla sevmeye başlar.
Fakat bu onun kırılganlığını ve beklentilerini de arttırır. Karşısındakinden insan üstü beklentilere girer. Hata yaparsa, beni kırarsa ne yaparım diye düşünür. Yeniden güvenmek, yeniden inanmak zor gelir, sarsılır, öfke duyar kendine ve ona.
Artık güvenmeyeceğim, bağlanmayacağım kimseye diye yeminler eder… Tekrar kırılmaya gücü yoktur yüreğinin, onu o kadar yormuştur ki, tekrar ayağa kalkması bazen yıllarını alır.
Bağlılık ve bağımlılık hayatımızın içine o kadar girmiştir ki, insan bu duyguları hayatı boyunca sürekli yaşar. Birbirine benzemekle beraber birbirinden oldukça farklı iki kavramdır.
Bağlılık sağlıklı bir süreçtir. İnsanın bağlanmaya ihtiyacı vardır. Bağ kurmak, yakın olmak, ilişki kurmak ister. İlk önce annemizle, sonra ailemizle, eşimizle, arkadaşlarımızla farklı boyutlarda bağlılık kurarız.
Onlara güveniriz, birlikte olmaktan, konuşmaktan, kendimizi ifade etmekten hoşlanırız. Fakat onları yaratılışları dışında çok mükemmel, adeta insan üstü kalıplara sokmayız. Artı ve eksileriyle severiz, bütün siyah ve beyazlarıyla kabul ederiz.
İnsan doğduğu anda başlar, bir şeylere bağlanmaya…Tutunmak, sarılmak, güvenmek ister. Sırtını dayayacak güvenli, kocaman dağlar ister. Yalnızlıktan, tek başına kalmaktan korkar.
İnsanlar tutunacağı bir dal ister, yanı başında. Bütün hayatı bu arayışlarla geçer. Tam bulduğunu düşündüğünde, gözünde büyütür, kocaman kalıplara koyar onu, bütün zamanlarını, bütün ümitlerini ona bağlar. Onunla hayata tutunmaya çalışır, hayatı onunla sevmeye başlar.
Fakat bu onun kırılganlığını ve beklentilerini de arttırır. Karşısındakinden insan üstü beklentilere girer. Hata yaparsa, beni kırarsa ne yaparım diye düşünür. Yeniden güvenmek, yeniden inanmak zor gelir, sarsılır, öfke duyar kendine ve ona.
Artık güvenmeyeceğim, bağlanmayacağım kimseye diye yeminler eder… Tekrar kırılmaya gücü yoktur yüreğinin, onu o kadar yormuştur ki, tekrar ayağa kalkması bazen yıllarını alır.
Bağlılık ve bağımlılık hayatımızın içine o kadar girmiştir ki, insan bu duyguları hayatı boyunca sürekli yaşar. Birbirine benzemekle beraber birbirinden oldukça farklı iki kavramdır.
Bağlılık sağlıklı bir süreçtir. İnsanın bağlanmaya ihtiyacı vardır. Bağ kurmak, yakın olmak, ilişki kurmak ister. İlk önce annemizle, sonra ailemizle, eşimizle, arkadaşlarımızla farklı boyutlarda bağlılık kurarız.
Onlara güveniriz, birlikte olmaktan, konuşmaktan, kendimizi ifade etmekten hoşlanırız. Fakat onları yaratılışları dışında çok mükemmel, adeta insan üstü kalıplara sokmayız. Artı ve eksileriyle severiz, bütün siyah ve beyazlarıyla kabul ederiz.