Avrupa Parlamentosu (AP), iki milletvekilinin daha Katar'dan rüşvet aldığı iddialarıyla yeni bir darbe yedi.
Fransız Le Journal du Dimanche'ın haberine göre Belçikalı milletvekili Marc Tarabella'yla Marie Arena davetli olarak gittikleri Katar seyahatini Parlamento'nun ilgili birimlerine haber vermediklerini itiraf ederken, gerekçe olarak,"Bildirmeyi unuttuk," dediler.
AP'deki skandallar zinciri Aralık ayında AP milletvekili ve Ortadoğu'yla İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olan Yunan Eva Kaili'yle İtalyan işbirlikçisinin Katar'dan rüşvet aldıklarının saptanmasıyla ortaya çıkmıştı. Onlara yataklık eden İtalyan bir AP milletvekilinin de ismi telaffuz edilmiş, üçlünün, küçük banknotlar halinde bir buçuk milyon Euro'yu cebe indirdikleri açıklanmıştı.
Le Journal du Dimanche'ın haberi şöyle:
"Geçtiğimiz Pazar günü zaten rüşvet skandalıyla itibarı sarsılan AP'de yeni bir yolsuzluk olayı patlak verdi. AP milletvekili Marc Tarabella'nın avukatı, müvekkilinin Katar'a yaptığı bir ziyareti AP'nin ilgili birimlerine haber vermeyi 'unuttuğunu' doğruladı.
"Bir kaç gün önce de AP milletvekili Marie Arena'nın Katar'a yaptığı bir seyahati haber vermeyi 'unuttuğu' ortaya çıkmıştı. Durumun ortaya çıkması üstüne Marie Arena parlamentonun İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanlığı'ndan istifa etti. Arena istifasına gerekçe olarak şunları söyledi: 'Alt Komisyon görevimle bağlantılı olarak siyasi ve mediyatik bir karalama kampanyası başlatılınca bu kararı almayı uygun gördüm.'
"Öte yandan Belçika'da adli merciler Katar'dan rüşvet gezisi kabul etmekle suçlanan Marc Tarabella'nın, 600 bin Euro rüşvet parasıyla yakalanan eski AP milletvekili İtalyan Pier-Antonio Panzeri'yle yakınlığı nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması için harekete geçti. AP Sosyalist Grup'tan milletvekili olan Tarabella Panzeri'yle ilişkisini inkar etse de Katar'ın davetini kabul ettiğini itiraf etti. Tarabella'nın avukatı Maxim Tröller ise konuyla ilgili şu ifadeyi kullandı: 'Müvekkilim bir kongre için Katar'a gitmişti. Oradan Gana'ya geçti. Pandemi patlak verince Covid'e yakalandı. Bütün bunlar olurken de seyahatini haber vermeyi unutmuş.Yaptığı yanlışı düzeltecek. Bir kongrenin davetini kabul etmişse ne var bunda? Katar'dayken Dünya Futbol Kupası'nın yapılacağı stadı inceledi. İşçilerle görüştü. Yasadışı bir durum yok ki.'"
Breh breh breh... Avukata bakar mısınız? Resmen şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Maxim Tröller'in garip sözleri bununla da bitmiyor. Geçen Kasım ayında Tarabella'nın AP'de yaptığı bir konuşmada Katar'daki insan haklarını övmesini de şu sözlerle savunuyor: "Realpolitik adına Katar'daki insan hakları evrimini cesaretlendirmek için o sözleri söyledi." İnsan hakları şampiyonu olarak başka memleket kalmamış da Katar gösteriliyor! Burada şu notu da düşeyim. Katar'dan rüşvet aldığı ortaya çıkan AP'nin Ortadoğu'yla İlişkilerden Sorumlu Eski Başkan Yardımcısı Eva Kaili de Katar'ın nasıl işçi ve insan haklarına saygılı bir devlet olduğunu parlamentodaki bir konuşmasında ballandıra ballandıra anlatınca ortalık buz kesmiş, daha sonra da paraları nasıl cebe attığı açığa çıkmıştı.
Açık söylemek gerekirse gün gelip de AP milletvekillerinin Katar gibi bir ülkeden rüşvet aldıklarını duyacağım aklımın ucundan geçmezdi. Ama sanırım artık dünya düzeni değişiyor. Kimileri Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi devletçiklerle zamanında kanlı bıçaklıyken şimdilerde paçayı kurtarıp petro-dolarları cebe indirme peşinde koşarken ben neden şaşırıyorum ki?
AB bürokratları ve AP milletvekillerinin bu kadar açgözlü ve rüşvet düşkünü olmaları yüzünden AB'nin gittikçe yara almakta olduğunu söylediğim yakın bir dostum bana şöyle cevap verdi:
"Arap takımı küffarı paraya bağlamış. Keyfini çıkarıyor. Şu an, hele Putin defolup gitmeden, üstelik Çin tehlikesi ortada dururken kimse Katar'a, gözünün üstünde kaşın var, diyemez."
Fransız Le Journal du Dimanche'ın haberine göre Belçikalı milletvekili Marc Tarabella'yla Marie Arena davetli olarak gittikleri Katar seyahatini Parlamento'nun ilgili birimlerine haber vermediklerini itiraf ederken, gerekçe olarak,"Bildirmeyi unuttuk," dediler.
AP'deki skandallar zinciri Aralık ayında AP milletvekili ve Ortadoğu'yla İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olan Yunan Eva Kaili'yle İtalyan işbirlikçisinin Katar'dan rüşvet aldıklarının saptanmasıyla ortaya çıkmıştı. Onlara yataklık eden İtalyan bir AP milletvekilinin de ismi telaffuz edilmiş, üçlünün, küçük banknotlar halinde bir buçuk milyon Euro'yu cebe indirdikleri açıklanmıştı.
Le Journal du Dimanche'ın haberi şöyle:
"Geçtiğimiz Pazar günü zaten rüşvet skandalıyla itibarı sarsılan AP'de yeni bir yolsuzluk olayı patlak verdi. AP milletvekili Marc Tarabella'nın avukatı, müvekkilinin Katar'a yaptığı bir ziyareti AP'nin ilgili birimlerine haber vermeyi 'unuttuğunu' doğruladı.
"Bir kaç gün önce de AP milletvekili Marie Arena'nın Katar'a yaptığı bir seyahati haber vermeyi 'unuttuğu' ortaya çıkmıştı. Durumun ortaya çıkması üstüne Marie Arena parlamentonun İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanlığı'ndan istifa etti. Arena istifasına gerekçe olarak şunları söyledi: 'Alt Komisyon görevimle bağlantılı olarak siyasi ve mediyatik bir karalama kampanyası başlatılınca bu kararı almayı uygun gördüm.'
"Öte yandan Belçika'da adli merciler Katar'dan rüşvet gezisi kabul etmekle suçlanan Marc Tarabella'nın, 600 bin Euro rüşvet parasıyla yakalanan eski AP milletvekili İtalyan Pier-Antonio Panzeri'yle yakınlığı nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması için harekete geçti. AP Sosyalist Grup'tan milletvekili olan Tarabella Panzeri'yle ilişkisini inkar etse de Katar'ın davetini kabul ettiğini itiraf etti. Tarabella'nın avukatı Maxim Tröller ise konuyla ilgili şu ifadeyi kullandı: 'Müvekkilim bir kongre için Katar'a gitmişti. Oradan Gana'ya geçti. Pandemi patlak verince Covid'e yakalandı. Bütün bunlar olurken de seyahatini haber vermeyi unutmuş.Yaptığı yanlışı düzeltecek. Bir kongrenin davetini kabul etmişse ne var bunda? Katar'dayken Dünya Futbol Kupası'nın yapılacağı stadı inceledi. İşçilerle görüştü. Yasadışı bir durum yok ki.'"
Breh breh breh... Avukata bakar mısınız? Resmen şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Maxim Tröller'in garip sözleri bununla da bitmiyor. Geçen Kasım ayında Tarabella'nın AP'de yaptığı bir konuşmada Katar'daki insan haklarını övmesini de şu sözlerle savunuyor: "Realpolitik adına Katar'daki insan hakları evrimini cesaretlendirmek için o sözleri söyledi." İnsan hakları şampiyonu olarak başka memleket kalmamış da Katar gösteriliyor! Burada şu notu da düşeyim. Katar'dan rüşvet aldığı ortaya çıkan AP'nin Ortadoğu'yla İlişkilerden Sorumlu Eski Başkan Yardımcısı Eva Kaili de Katar'ın nasıl işçi ve insan haklarına saygılı bir devlet olduğunu parlamentodaki bir konuşmasında ballandıra ballandıra anlatınca ortalık buz kesmiş, daha sonra da paraları nasıl cebe attığı açığa çıkmıştı.
Açık söylemek gerekirse gün gelip de AP milletvekillerinin Katar gibi bir ülkeden rüşvet aldıklarını duyacağım aklımın ucundan geçmezdi. Ama sanırım artık dünya düzeni değişiyor. Kimileri Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi devletçiklerle zamanında kanlı bıçaklıyken şimdilerde paçayı kurtarıp petro-dolarları cebe indirme peşinde koşarken ben neden şaşırıyorum ki?
AB bürokratları ve AP milletvekillerinin bu kadar açgözlü ve rüşvet düşkünü olmaları yüzünden AB'nin gittikçe yara almakta olduğunu söylediğim yakın bir dostum bana şöyle cevap verdi:
"Arap takımı küffarı paraya bağlamış. Keyfini çıkarıyor. Şu an, hele Putin defolup gitmeden, üstelik Çin tehlikesi ortada dururken kimse Katar'a, gözünün üstünde kaşın var, diyemez."