-FİFA UEFA 2024-
Hemen hemen herkes biliyor ki, futbol sanayi ve ticaret dünyası gibi veya hizmet sektörü gibi devasa bir sektör. Milyarlarca Amerikan Doları dönüyor... Milyarlarca kara para yıkanıyor... Futbolcular kaçırılıyor... Futbolcular tehdit ediliyor... İddia büroları üzerinden futbolcular satın alınıyor... Hakemler satın alınıyor veya tehdit ediliyor... Bazen, kupa hak etmeyen takıma kazandırılıyor...
Bütün bu işlerin içinde milyarderler var... Mafya var... Politikacılar var... Tarikatlar var... Var oğlu var...
Bu konuları işleyen çok iyi kitaplar da var piyasada...
***
Hani hep yazarım ve överim ya ``Planlamayı, otoban inşaatını ve arabayı Almanlara yaptıracaksın!`` diye... Aslında hala da aynı kanıdayım... Gel gör ki, Almanlar son Avrupa Futbol Şampiyonası`nda iyi puan almadılar, alamadılar... Ne organizasyonda ve ne de takım olarak. Yarı finale bile çıkamadılar.
***
Almanya şimdiye kadar defalarca Dünya Futbol Şampiyonası, Avrupa Futbol Şampiyonası, Olimpiyatlar ve uluslararası şampiyonalar düzenledi. Çoğununda altından yüzakıyla çıktılar... Sonuncusu hariç.
Son Avrupa Futbol Şampiyonası`nda (UEFA 2024) Almanlar çuvalladı. Hem organizasyonda ve hem de futbol sahasında. Turnuvaya iyi başlayan Almanya Milli Futbol Takımı sonunu getiremedi... Yarı finale bile kalamadı.
***
Halbuki, yıllardır `` Alman Tankları`` olarak nitelendirilen Almanya Milli Futbol Takımı tam bir turnuva takımıydı. Daha çok defansif oynar ve turnuvayı kazanırdı. Oynadığı futbol daha çok `anti futbol` idi... Çok yaratıcı bir futbol oynamıyorlardı bir Brazilya, bir Arjantin, bir Hollanda, bir İspanya veya bir Fransa gibi. Göçmen kökenli futbolculara pek açık değildi Almanya Milli Futbol Takımı... Bundan yaklaşık 20 yıl önce takımı göçmen çocuklarına açmaya başladı. Bunun ürünlerini de aldı. Bu göçmen çocuklarından en akılda kalanı Mesut ÖZİL idi. O da bu işin sonunu pek getiremedi. İşi din iman tüccarlığına döktü. Ama, bu fırsat bileğinin hakkıyla değerlendirilenler de vardı İlkay GÜNDOĞAN, Sami KHEDİRA ve Lukas PODOLSKİ gibi... Hatta İlkay GÜNDOĞAN son Avrupa Futbol Şampiyonası`nda Alman Futbol Takımı`nın kaptanlığını yaptı yüzakıyla...
***
Almanya`daki bu anlayış değişikliği umarım ki yaşamın her alanına yansır...
***
Peki çözüm ne mi? LİYAKAT, LİYAKAT ve gene LİYAKAT!
***
Gelelim Türk Milli Futbol Takımı`nın bu Avrupa Futbol Şampiyonası`ndaki serüvenine.
Bu satıırların yazarı spor yapmamıştır, spordan çok anlamaz. Ama, sosyolojik ve politik nedenlerden spor dünyasındaki gelişmeleri, özellikle de futbolu izler... Türkiye`de Lefter KÜÇÜKANTONYODİS`i, Şeref HAS`ı, Metin OKTAY`ı, Can BARTU`yu, Sergen YALÇIN`ı seyretmiş birisidir. 1973 yılından bu yana Almanya`da, çeşitli turnuvalarda Franz BECKENBAUER`i, Günter NETZER`i, Johann CRUFF`u, Zinedine ZIDAN`i, Diego MARADONA`yı, Christiano RONALDO`yu, Lionel MESSİ`yi ve Arda GÜLER`i seyretmiştir...
Türk Futbol Milli Takımı`nı işte bu gözle izledim ve görüşlerimi özetliyorum.
Milli takımda ne takım ruhu ve ne de milli ruh vardı. Bazı futbolcuları tenzih ederim... Türkiye`deki politik arenada olduğu gibi, Türkiye Milli Futbol Takımı da bölünmüş... Burada futbolculara söyleyecek bir şey yok. Bütün sorumluluk ve kabahat idarecilerde... Hepsini isim isim biliyoruz...
Milli Takım tek tek çok yetenekli oyunculardan oluşuyor. Önemli olan bu yeteneklerden makina gibi işleyen bir takım oluşturmak... Bu günkü yönetim ve antrenör bunu başaramıyor.
Milli takımın başına futbolu bilen, sorumluluk almaktan kaçınmayan ve daha önce bu arenada kendisini ispatlamış genç bir Türk antrenör getirilmeli. Örneğin Aykut KOCAMAN veya Sergen YALÇIN. Hem de derhal!
Yönetim ve yönetim anlayışı derhal, ama derhal değiştirilmelidir.
***
Bütün bunların üstüne şu notu da düşelim. Son Avrupa Futbol Şampiyonası`na ülkeler şu delegasyonlarla katıldılar:
1. Türkiye: 613,
2. İspanya: 40,
3. Portekiz: 33,
4. Fransa: 27,
5. İsviçre: 14.
6.) İngiltere: 0
Helal olsun. Ne de olsa ``İtibardan tasarruf olmaz!..``
***
Peki, FİFA UEFA 2024 kupasını kim aldı? İspanya. Turnuvanın en iyi takımı hangisi? İspanya. Turnuvanın en genç oyuncusu kim? YAMAL. Turnuvanın en değerli futbolcusu kim? O da İspanya Milli Futbol Takımı`nda oynuyor: Rodrigio Hernandez CASCANTE. (Rodri sadece 28 yaşında, 82kg ağırlığında, 1,91m boyunda ve 85 milyon dolar değerinde bir futbolcu değil. Rodri klasik bir üniversitede İŞLETMECİLİK okumuş ve bitirmiş... Diploması cebinde.)
Bu noktaları detaylı yazmanın gereği yok. Basında okudunuz...
Sonuç: İyi futbol oynayan takım sadece maçı kazanmıyor, kupayı da kazanıyor... Üstüne de seyircinin sempatisini..
Hemen hemen herkes biliyor ki, futbol sanayi ve ticaret dünyası gibi veya hizmet sektörü gibi devasa bir sektör. Milyarlarca Amerikan Doları dönüyor... Milyarlarca kara para yıkanıyor... Futbolcular kaçırılıyor... Futbolcular tehdit ediliyor... İddia büroları üzerinden futbolcular satın alınıyor... Hakemler satın alınıyor veya tehdit ediliyor... Bazen, kupa hak etmeyen takıma kazandırılıyor...
Bütün bu işlerin içinde milyarderler var... Mafya var... Politikacılar var... Tarikatlar var... Var oğlu var...
Bu konuları işleyen çok iyi kitaplar da var piyasada...
***
Hani hep yazarım ve överim ya ``Planlamayı, otoban inşaatını ve arabayı Almanlara yaptıracaksın!`` diye... Aslında hala da aynı kanıdayım... Gel gör ki, Almanlar son Avrupa Futbol Şampiyonası`nda iyi puan almadılar, alamadılar... Ne organizasyonda ve ne de takım olarak. Yarı finale bile çıkamadılar.
***
Almanya şimdiye kadar defalarca Dünya Futbol Şampiyonası, Avrupa Futbol Şampiyonası, Olimpiyatlar ve uluslararası şampiyonalar düzenledi. Çoğununda altından yüzakıyla çıktılar... Sonuncusu hariç.
Son Avrupa Futbol Şampiyonası`nda (UEFA 2024) Almanlar çuvalladı. Hem organizasyonda ve hem de futbol sahasında. Turnuvaya iyi başlayan Almanya Milli Futbol Takımı sonunu getiremedi... Yarı finale bile kalamadı.
***
Halbuki, yıllardır `` Alman Tankları`` olarak nitelendirilen Almanya Milli Futbol Takımı tam bir turnuva takımıydı. Daha çok defansif oynar ve turnuvayı kazanırdı. Oynadığı futbol daha çok `anti futbol` idi... Çok yaratıcı bir futbol oynamıyorlardı bir Brazilya, bir Arjantin, bir Hollanda, bir İspanya veya bir Fransa gibi. Göçmen kökenli futbolculara pek açık değildi Almanya Milli Futbol Takımı... Bundan yaklaşık 20 yıl önce takımı göçmen çocuklarına açmaya başladı. Bunun ürünlerini de aldı. Bu göçmen çocuklarından en akılda kalanı Mesut ÖZİL idi. O da bu işin sonunu pek getiremedi. İşi din iman tüccarlığına döktü. Ama, bu fırsat bileğinin hakkıyla değerlendirilenler de vardı İlkay GÜNDOĞAN, Sami KHEDİRA ve Lukas PODOLSKİ gibi... Hatta İlkay GÜNDOĞAN son Avrupa Futbol Şampiyonası`nda Alman Futbol Takımı`nın kaptanlığını yaptı yüzakıyla...
***
Almanya`daki bu anlayış değişikliği umarım ki yaşamın her alanına yansır...
***
Peki çözüm ne mi? LİYAKAT, LİYAKAT ve gene LİYAKAT!
***
Gelelim Türk Milli Futbol Takımı`nın bu Avrupa Futbol Şampiyonası`ndaki serüvenine.
Bu satıırların yazarı spor yapmamıştır, spordan çok anlamaz. Ama, sosyolojik ve politik nedenlerden spor dünyasındaki gelişmeleri, özellikle de futbolu izler... Türkiye`de Lefter KÜÇÜKANTONYODİS`i, Şeref HAS`ı, Metin OKTAY`ı, Can BARTU`yu, Sergen YALÇIN`ı seyretmiş birisidir. 1973 yılından bu yana Almanya`da, çeşitli turnuvalarda Franz BECKENBAUER`i, Günter NETZER`i, Johann CRUFF`u, Zinedine ZIDAN`i, Diego MARADONA`yı, Christiano RONALDO`yu, Lionel MESSİ`yi ve Arda GÜLER`i seyretmiştir...
Türk Futbol Milli Takımı`nı işte bu gözle izledim ve görüşlerimi özetliyorum.
Milli takımda ne takım ruhu ve ne de milli ruh vardı. Bazı futbolcuları tenzih ederim... Türkiye`deki politik arenada olduğu gibi, Türkiye Milli Futbol Takımı da bölünmüş... Burada futbolculara söyleyecek bir şey yok. Bütün sorumluluk ve kabahat idarecilerde... Hepsini isim isim biliyoruz...
Milli Takım tek tek çok yetenekli oyunculardan oluşuyor. Önemli olan bu yeteneklerden makina gibi işleyen bir takım oluşturmak... Bu günkü yönetim ve antrenör bunu başaramıyor.
Milli takımın başına futbolu bilen, sorumluluk almaktan kaçınmayan ve daha önce bu arenada kendisini ispatlamış genç bir Türk antrenör getirilmeli. Örneğin Aykut KOCAMAN veya Sergen YALÇIN. Hem de derhal!
Yönetim ve yönetim anlayışı derhal, ama derhal değiştirilmelidir.
***
Bütün bunların üstüne şu notu da düşelim. Son Avrupa Futbol Şampiyonası`na ülkeler şu delegasyonlarla katıldılar:
1. Türkiye: 613,
2. İspanya: 40,
3. Portekiz: 33,
4. Fransa: 27,
5. İsviçre: 14.
6.) İngiltere: 0
Helal olsun. Ne de olsa ``İtibardan tasarruf olmaz!..``
***
Peki, FİFA UEFA 2024 kupasını kim aldı? İspanya. Turnuvanın en iyi takımı hangisi? İspanya. Turnuvanın en genç oyuncusu kim? YAMAL. Turnuvanın en değerli futbolcusu kim? O da İspanya Milli Futbol Takımı`nda oynuyor: Rodrigio Hernandez CASCANTE. (Rodri sadece 28 yaşında, 82kg ağırlığında, 1,91m boyunda ve 85 milyon dolar değerinde bir futbolcu değil. Rodri klasik bir üniversitede İŞLETMECİLİK okumuş ve bitirmiş... Diploması cebinde.)
Bu noktaları detaylı yazmanın gereği yok. Basında okudunuz...
Sonuç: İyi futbol oynayan takım sadece maçı kazanmıyor, kupayı da kazanıyor... Üstüne de seyircinin sempatisini..
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.