Milyonlarca çift, uzun süreli, uyumlu bir ilişki arayışı içinde. Acaba çabalar işe yarıyor mu yoksa hepsi bir yalan mı?"
Hediyeler, iltifatlar, mum ışıklı yemeklerle ilk günkü heyecanı öldürmemeye çalışıyoruz. Peki bu 'aşkı öldürmemek için' yapılanlar işe yarıyor mu? Yoksa bütün bu çabalar boşuna, hatta zararlı mı?
1979'dan beri çiftlere danışmanlık yapan Alman Psikoterapist Michael Mary'e göre birçok çift, ilişkilerini yürütmek için uğraşıyor ve ilişki yürümeyince de kendini becerisizlikle suçluyor. Oysa Mary'ye göre, bir ilişkinin bitmesinin bambaşka nedenleri var.
Yakınlık, sevgi, saygı, güven, uyum gibi kavramlarla aşk, cinsellik, ihtiras gibi kavramların bir ilişki içinde, tıpkı ilk günkü gibi aynı anda, aynı şekilde yaşanmasının mümkün olmadığını savunan yazar, çiftlerin 'gözünü açmaya' çalışıyor. İşte Michael Mary'ye göre aşkın 4 temel yalanı:
1- İlle de romantizm: Eğer 'Beni sadece romantik bir ilişki mutlu eder' diye bir bakış açısıyla hayata bakıyorsanız, daha çok bakarsınız. Çünkü romantizm, her koşulda, her durumda, hayatın her döneminde insanı mutlu edemez. Ayrıca, her ilişkinin 'kurtuluşu' romantizmden geçmeyebilir.
2- Tek bir aşk mı?: Yazara göre tek bir 'aşk' veya 'sevgi' biçimi yok. İnsan her şeye aşık olabilir. Aşk zamanla şekil değiştirir. Bir çocuk için aşk, el ele tutuşmayla eş değerdeyken, bir genç için cinselliği çağrıştırabilir. Tıpkı aşk gibi, cinselliğin de farklı boyutları var. Bu nedenle ilişkinizi birtakım 'kurallara' veya 'kalıplara' oturtmaya çalışmayın.
3- Teknik meselesi: 'Her işin bir tekniği var canım. Kitapta okumadın mı?' diyenlerdenseniz, ilişkiniz çoktan bitmiş demektir. Her adımınızı kitaplara göre atmaktan vazgeçin. Herkes için geçerli olan belli kalıplar, kurallar yok. Bunlar yalan! Bu nedenle yatağa girmeden önce okuduğunuz 'Dokunma Yolları' adlı kitabı rafa kaldırmaya ne dersiniz?
4- Uzun süreli çekim: Bir ilişkide yakınlık, sevgi, saygı, güven, uyum gibi kavramlarla aşk, cinsellik, ihtiras gibi kavramlar bir arada yürütülemez. Eğer aynı heyecanı, aynı aşkı, aynı cinselliği 30 yıl sonra da yaşadığınızı söylüyorsanız, yalan söylüyorsunuz.
Öneri: Her şey eskisi gibi olmak zorunda değil, olamaz da. Her şeyin eskisi gibi olması için mücadele etmek boşuna. Mutlu olmak için ilişkiyi olduğu gibi kabul etmek iyidir.
Günlük Gazeteler
Hediyeler, iltifatlar, mum ışıklı yemeklerle ilk günkü heyecanı öldürmemeye çalışıyoruz. Peki bu 'aşkı öldürmemek için' yapılanlar işe yarıyor mu? Yoksa bütün bu çabalar boşuna, hatta zararlı mı?
1979'dan beri çiftlere danışmanlık yapan Alman Psikoterapist Michael Mary'e göre birçok çift, ilişkilerini yürütmek için uğraşıyor ve ilişki yürümeyince de kendini becerisizlikle suçluyor. Oysa Mary'ye göre, bir ilişkinin bitmesinin bambaşka nedenleri var.
Yakınlık, sevgi, saygı, güven, uyum gibi kavramlarla aşk, cinsellik, ihtiras gibi kavramların bir ilişki içinde, tıpkı ilk günkü gibi aynı anda, aynı şekilde yaşanmasının mümkün olmadığını savunan yazar, çiftlerin 'gözünü açmaya' çalışıyor. İşte Michael Mary'ye göre aşkın 4 temel yalanı:
1- İlle de romantizm: Eğer 'Beni sadece romantik bir ilişki mutlu eder' diye bir bakış açısıyla hayata bakıyorsanız, daha çok bakarsınız. Çünkü romantizm, her koşulda, her durumda, hayatın her döneminde insanı mutlu edemez. Ayrıca, her ilişkinin 'kurtuluşu' romantizmden geçmeyebilir.
2- Tek bir aşk mı?: Yazara göre tek bir 'aşk' veya 'sevgi' biçimi yok. İnsan her şeye aşık olabilir. Aşk zamanla şekil değiştirir. Bir çocuk için aşk, el ele tutuşmayla eş değerdeyken, bir genç için cinselliği çağrıştırabilir. Tıpkı aşk gibi, cinselliğin de farklı boyutları var. Bu nedenle ilişkinizi birtakım 'kurallara' veya 'kalıplara' oturtmaya çalışmayın.
3- Teknik meselesi: 'Her işin bir tekniği var canım. Kitapta okumadın mı?' diyenlerdenseniz, ilişkiniz çoktan bitmiş demektir. Her adımınızı kitaplara göre atmaktan vazgeçin. Herkes için geçerli olan belli kalıplar, kurallar yok. Bunlar yalan! Bu nedenle yatağa girmeden önce okuduğunuz 'Dokunma Yolları' adlı kitabı rafa kaldırmaya ne dersiniz?
4- Uzun süreli çekim: Bir ilişkide yakınlık, sevgi, saygı, güven, uyum gibi kavramlarla aşk, cinsellik, ihtiras gibi kavramlar bir arada yürütülemez. Eğer aynı heyecanı, aynı aşkı, aynı cinselliği 30 yıl sonra da yaşadığınızı söylüyorsanız, yalan söylüyorsunuz.
Öneri: Her şey eskisi gibi olmak zorunda değil, olamaz da. Her şeyin eskisi gibi olması için mücadele etmek boşuna. Mutlu olmak için ilişkiyi olduğu gibi kabul etmek iyidir.
Günlük Gazeteler