Anayasa Mahkemesi, Rekabet Kurulunun 2009'da Ford'da yaptığı aramayla konut dokunulmazlığının ihlal edildiğine hükmetti.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, 2009'da binek ve hafif ticari araçlardaki özel tüketim vergisi oranının indirilmesinin ardından Rekabet Kurumuna otomobil üreticilerinin ortak hareket ederek otomobil arzını kısıtladığına yönelik şikayette bulunuldu. Bunun üzerine Kurul tarafından başlatılan ön araştırma kapsamında rekabet uzmanları, diğer müteşebbislerle birlikte Ford'un Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki adresinde yerinde inceleme yaptı. İncelemede şirket personelinin bilgisayarlarından temin edilen elektronik postalardan oluşan belgeler teslim alındı. Ön araştırma sonucu düzenlenen rapor kapsamında Kurul, Ford'un da aralarında bulunduğu teşebbüsler hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.
KURULDAN CEZA KARARI ÇIKTI Rekabet Kurumu raportörlerince yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen raporda, Ford'un da aralarında bulunduğu müteşebbislerin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesini ihlal eder nitelikte eylemlerde bulunduğu sonucuna ulaştı. Kurul, Ford hakkında idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
CEZA AYM'YE TAŞINDI Ford, cezaya yönelik Danıştay 13. Dairesinde dava açtı. Daire davanın reddine karar verdi. Bunun üzerine Ford, kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna taşıdı. Temyiz başvurusunun ardından Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı onadı.
Yargısal süreçlerin ardından Ford Otomotiv Sanayi Anonim Şirketi, bazı hak ihlallerinin oluştuğunu öne sürerek Anayasa Mahkemesine başvurdu. Hakim kararı olmadan iş yerinde yapılan arama nedeniyle konut dokunulmazlığının ihlal edildiğine hükmeden Yüksek Mahkeme, ayrıca yargısal süreçler kapsamında da makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. GEREKÇELİ KARAR
Gerekçede, konut kavramının genellikle özel yaşamın ve aile yaşamının geliştiği maddi olarak belirlenmiş yer olarak tanımlandığı ancak iş yerlerini de kapsadığı belirtildi. Rekabet uzmanlarınca başvurucunun iş yerinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 15'inci maddesi uyarınca inceleme yapıldığı aktarılan gerekçede, söz konusu maddedeki "yerinde inceleme"nin Kurul yetkililerinin teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin iş yerlerine giderek mahallinde inceleme yapması olduğu vurgulandı. Gerekçede, Kanun'un 15. maddesinde sayılan yetkiler gözetildiğinde yerinde incelemenin teşebbüsün yönetim işlerini yürüttüğü merkez, şube ve tesislerinde yapılan bir faaliyet olduğu aktarıldı. Teşebbüslerin yönetim işlerinin yürütüldüğü kısımlar ile çalışma odaları gibi herkesin serbestçe giremediği alanların konut sayılacağı hususunda tereddüt bulunmadığının altı çizilen gerekçede, "Şirket yetkililerinin bilgisayarlarından belge temin edildiği hususu da gözetildiğinde başvurucunun iş yerinde yapılan incelemenin konut dokunulmazlığı hakkına müdahale teşkil ettiği değerlendirilmiştir." tespiti yapıldı.
"İHLALE YOL AÇAN KANUN HÜKMÜNÜN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR"
Gerekçede, şunlar kaydedildi: "Anayasa'nın 21. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça kimsenin konutuna girilemeyeceği, konutunda arama yapılamayacağı, buradaki eşyaya el konulamayacağı belirtilmiştir. Aynı fıkrada, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise doğrudan hakim kararı yerine kanunla yetkili kılınmış mercinin yazılı emrinin yeterli görülebileceği ifade edilmiştir. 4054 sayılı Kanun'un 15. maddesi incelendiğinde rekabet uzmanlarının yerinde inceleme yapabilmesinin kural olarak hakim kararına bağlı kılınmadığı görülmektedir. Yerinde inceleme, çoğunlukla müteşebbislerin herkese açık olan tesislerinde değil Anayasa'nın 21. maddesi uyarınca konut kapsamında değerlendirilen merkez, şube ve tesislerinde yapılan bir faaliyettir. Dolayısıyla kural, rekabet uzmanlarına hakim kararı olmadan da konut sayılan alanlara girebilme yetkisi tanımaktadır." Öte yandan 4054 sayılı Kanun'un 15. maddesinde yerinde incelemenin Kurul kararıyla yapılabileceği anlaşılmakta ise de yerinde incelemenin Kurulun emriyle yapılmasının gecikmesinde sakınca bulunan hallerle sınırlı kılınmadığı aktarılan gerekçede, şu değerlendirmeye yer verildi: "Anayasa'nın 21. maddesinin birinci fıkrasında gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan hakim kararı yerine kanunla yetkili kılınmış mercinin yazılı emrinin yeterli görülebileceği belirtilmiştir. Kurulun emriyle yerinde inceleme yapılabilmesini gecikmesinde sakınca bulunan hallerle sınırlı kılmayan düzenlemenin Anayasa'nın 21. maddesine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan, bir an için Kurulun yerinde inceleme yapılması kararının gecikmesinde sakınca bulunan hallere münhasır olduğu kabul edilse bile Kurul kararının 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulması zorunluluğunun bulunmaması da Anayasa'nın 21. maddesindeki ek güvenceyle uyumlu değildir. Somut olayda başvurucunun yerinde incelemeye yönelik olarak herhangi bir engelleme girişiminde bulunmamış olması sebebiyle hakim kararı gerekmeksizin başvurucunun iş yerinde 'yerinde inceleme' yapılmıştır. 4054 sayılı Kanun'un 15. maddesine uygun olduğu anlaşılan bu uygulamanın Anayasa'nın 21. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki güvenceyi ihlal ettiği açıktır. Başvurucunun konut dokunulmazlığı hakkına yapılan müdahalenin Anayasa'nın 21. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı olduğu, konut dokunulmazlığı hakkının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır." "Yeni ihlallerin önüne geçilebilmesi için ihlale yol açan kanun hükmünün gözden geçirilmesi gerekmektedir." ifadesine yer verilen gerekçede, bireysel başvurunun amacı ve işlevine de uygun olarak kararın bir örneğinin bilgi ve takdiri için yasama organına gönderilmesi gerektiği kaydedildi. *
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.