Büyük takımları 'büyük' yapan en önemli nedenlerden biri kötü oynadıkları zaman kazanmayı bilmesidir. Beşiktaş kazandığı son 3 maçında da bunu yaptı. Kötü oynasa da maçları kazanmayı bildi.
Özellikle son 2 maçta alınan 6 puan Beşiktaş için altın değerinde. Siyah beyazlılar ligi iyi bir yerde biterse bu iki maçta aldığı puanların yeri bir başka olacak.
Konyaspor maçıyla ilgili yazacak çok şey var!
Konyaspor maçıyla alakalı yazılacak çok şey var. Mert'in henüz maçın ilk saniyelerinde hediye ettiği gol, Şenol Güneş'in Dünya 4.'sü takımın stoperi Saiss'i ön libero olarak oynatması, Redmond'un sahada ne yaptığını bilmemesi... Bu başlıkların her biri üzerine birer makale yazılabilir.
Beşiktaş'ın sorunu takım olamamak
Zaten maçla alakalı bunlar dile getiriliyor. Ben olaya başka noktadan yaklaşmak istiyorum: Beşiktaş'ın takım ruhunu kaybetmesi... Gerek Konyaspor maçında gerekse da önce oynanan ama galibiyet ama beraberlikle sonuçlanan karşılaşmalarda da gördük ki Beşiktaş'ın sorunu takım olamamak.
Bireysel olarak herkes iyi bir şeyler yapmak istiyor ama...
Takımdaki her oyuncu kendi başına bireysel anlamda bir şeyler yapmak istiyor. Bu konuda bir tereddüttüm yok. Ancak şu unutulmamalı ki futbol bir takım oyunu. Hem Beşiktaş'ın hem de diğer şampiyon olmuş takımlara bakın; göreceğiniz şey takımdaki her oyuncunun bireysel becerilerini takım için ortaya koymalarıdır.
Şampiyonluğu takım ruhu getirir
Yani evet takımların şampiyonluklarında öne çıkan oyuncular vardır ama şampiyonluğu getiren her zaman takım ruhudur. Beşiktaş'ın sezon başından bu yana yaşadığı en büyük sorun takım ruhunu kaybetmesi.
Beşiktaşlı oyuncular birbirine güvenmiyor
Şimdi söylediklerim çok iddialı sözler olacak ama bence Beşiktaş'taki oyuncular sahadaki diğer arkadaşlarına güvenmeden oynuyorlar. Herkesin çabası bir şekilde sonuca direkt katkıda bulunmak. Ve bu bireysel kahraman olma çabası hataları beraberinde geliyor.
Beşiktaş'ın saha içi lideri yok
Bunun temel nedenlerinden biri de Beşiktaş'ın saha içerisinde bir liderinin olmaması. Tüm oyuncuların güvendiği, biz hata yapsak da bir şekilde çözer, takım kötü olsa da yapacağı bir hamle ile her şeyi değiştirebilir, bizi bir şekilde kurtarır diyebilecekleri biri sahada yok. Bundan önceki sezonlarda bu iş Ghezzal'ındı.
Sahadaki kahraman Ghezzal!
Çünkü Ghezzal bir şekilde ortaya çıkıyordu, yaptıklarıyla Beşiktaş'ı kurtarıyordu. Takımdaki herkes ona güveniyordu. Diğer oyuncular nasıl olsa Ghezzal çözer dilyerek hata yapmaktan korkmadan oynuyordu. Kimse 'Benim bir şeyler yapmam lazım' demiyordu. Çünkü sahadaki kahraman belliydi.
Sorunu çözmek Şenol Güneş'in işi!
Peki sorun nasıl çözülecek? Kim ne derse desin, bu işi çözmesi gereken kişi Şenol Güneş'tir. Beşiktaş'a takım ruhunu yeniden kazandırmak, sahaya bir lider eklemek onun işi. Çünkü siz bu takımı takip ediyordunuz ve görevi bilerek kabul ettiniz.
Şikâyet ederek takım yönetilmez!
"Şu oyuncu şöyle, bu oyuncu böyle, ondan verim alamadık, bundan daha fazla katkı bekliyoruz, kimin gideceğine, kalacağına karar vermedim, elimdeki oyuncularla en iyiyi yapmaya çalışıyorum" demekle takım yönetilecek olsaydı dünyanın en iyi teknik direktörleri kahvehanelerden, eş-dost sohbetlerinden çıkardı.
Kerim Öztürk / Ajansspor
Özellikle son 2 maçta alınan 6 puan Beşiktaş için altın değerinde. Siyah beyazlılar ligi iyi bir yerde biterse bu iki maçta aldığı puanların yeri bir başka olacak.
Konyaspor maçıyla ilgili yazacak çok şey var!
Konyaspor maçıyla alakalı yazılacak çok şey var. Mert'in henüz maçın ilk saniyelerinde hediye ettiği gol, Şenol Güneş'in Dünya 4.'sü takımın stoperi Saiss'i ön libero olarak oynatması, Redmond'un sahada ne yaptığını bilmemesi... Bu başlıkların her biri üzerine birer makale yazılabilir.
Beşiktaş'ın sorunu takım olamamak
Zaten maçla alakalı bunlar dile getiriliyor. Ben olaya başka noktadan yaklaşmak istiyorum: Beşiktaş'ın takım ruhunu kaybetmesi... Gerek Konyaspor maçında gerekse da önce oynanan ama galibiyet ama beraberlikle sonuçlanan karşılaşmalarda da gördük ki Beşiktaş'ın sorunu takım olamamak.
Bireysel olarak herkes iyi bir şeyler yapmak istiyor ama...
Takımdaki her oyuncu kendi başına bireysel anlamda bir şeyler yapmak istiyor. Bu konuda bir tereddüttüm yok. Ancak şu unutulmamalı ki futbol bir takım oyunu. Hem Beşiktaş'ın hem de diğer şampiyon olmuş takımlara bakın; göreceğiniz şey takımdaki her oyuncunun bireysel becerilerini takım için ortaya koymalarıdır.
Şampiyonluğu takım ruhu getirir
Yani evet takımların şampiyonluklarında öne çıkan oyuncular vardır ama şampiyonluğu getiren her zaman takım ruhudur. Beşiktaş'ın sezon başından bu yana yaşadığı en büyük sorun takım ruhunu kaybetmesi.
Beşiktaşlı oyuncular birbirine güvenmiyor
Şimdi söylediklerim çok iddialı sözler olacak ama bence Beşiktaş'taki oyuncular sahadaki diğer arkadaşlarına güvenmeden oynuyorlar. Herkesin çabası bir şekilde sonuca direkt katkıda bulunmak. Ve bu bireysel kahraman olma çabası hataları beraberinde geliyor.
Beşiktaş'ın saha içi lideri yok
Bunun temel nedenlerinden biri de Beşiktaş'ın saha içerisinde bir liderinin olmaması. Tüm oyuncuların güvendiği, biz hata yapsak da bir şekilde çözer, takım kötü olsa da yapacağı bir hamle ile her şeyi değiştirebilir, bizi bir şekilde kurtarır diyebilecekleri biri sahada yok. Bundan önceki sezonlarda bu iş Ghezzal'ındı.
Sahadaki kahraman Ghezzal!
Çünkü Ghezzal bir şekilde ortaya çıkıyordu, yaptıklarıyla Beşiktaş'ı kurtarıyordu. Takımdaki herkes ona güveniyordu. Diğer oyuncular nasıl olsa Ghezzal çözer dilyerek hata yapmaktan korkmadan oynuyordu. Kimse 'Benim bir şeyler yapmam lazım' demiyordu. Çünkü sahadaki kahraman belliydi.
Sorunu çözmek Şenol Güneş'in işi!
Peki sorun nasıl çözülecek? Kim ne derse desin, bu işi çözmesi gereken kişi Şenol Güneş'tir. Beşiktaş'a takım ruhunu yeniden kazandırmak, sahaya bir lider eklemek onun işi. Çünkü siz bu takımı takip ediyordunuz ve görevi bilerek kabul ettiniz.
Şikâyet ederek takım yönetilmez!
"Şu oyuncu şöyle, bu oyuncu böyle, ondan verim alamadık, bundan daha fazla katkı bekliyoruz, kimin gideceğine, kalacağına karar vermedim, elimdeki oyuncularla en iyiyi yapmaya çalışıyorum" demekle takım yönetilecek olsaydı dünyanın en iyi teknik direktörleri kahvehanelerden, eş-dost sohbetlerinden çıkardı.
Kerim Öztürk / Ajansspor