Neler olacak? Atlantiğin öte yakasından dizayn edilmiş olan ve de edilecek olan şeyler oluyor. Atlantiğin öte yakası son birkaç yılda bir taşla birkaç kuş birden vurdu... Vuruş ki ne vuruş......
Öyle hemen şaşırmayın, komplo teorisi falan anlatmayacağım.
***
İsterseniz önce ekonomiden başlayalım. (Türkiye`de bu konuya `tencere sorunu` deniyor...)
Korkulan olmadı ve Almanya`nın ne üretimi ve ne de ihracatı önemli bir oranda azaldı. İşsiz sayısının artmaması bir yana, sanayi ve ticaret dünyası döne döne kalifiye elaman arıyor Almanya`da.
Ama, enflasyon, Alman İstatistik dairesi`nin açıkladığı enflasyon arttı, %7,9. Siz bunu iki misli anlayın. Özellikle de alt tabakanın tükettiği gıda maddelerindeki enflasyon çok daha yüksek.
***
Gelelim politik durum/lar/a: Kırmızı (SPD)-Yeşil (Yeşiller Partisi)-Sarı (FDP) renklerden oluşan `Trafik Lambası Koalisyonu` zor durumda.
SPD (Almanya Sosyaldemokrat Partisi) konjunktürel rüzgarın yardımıyla iktidara gelmenin, koalisyonun büyük ortağı olarak Şansölye çıkarmanın sıkıntısını yaşıyor. Partide Willy BRANDT, Helmut SCHMIDT veya Gerhard SCHRÖDER kalibresinde politik aktörler yok... Bu, tarihi 160 yıla yaklaşan sosyal demokrat partinin sendikalarla ilişkisi halen zayıf, kısacası limoni...
Almanya`da sermayenin, sanayi ve ticaret dünyasının temsilcisi olan FDP (Hür Demokratlar - Liberaller), kendilerinin koalisyon açısından neredeyse vazgeçilmez olduğunu bildiklerinden, çok sık ``hayır`` diyebiliyorlar getirilen önerilere ve kanun tekliflerine...
Dıe Grünen (Yeşiller Partisi) konjunktürün estirdiği rüzgarla kendilerini hükümetin içinde buldular. Başları döndü... Tadını çıkartıyorlar bu durumun... Ama kimler? Taban değil, politik aktörler... Dün kara dediklerine bu gün ak demek zorunda kalıyorlar...
``Silahsızlanalım, Barışı İnşa Edelim!`` diyen koalisyonun ikinci büyük ortağı Yeşiller Partisi, bu gün Ukrayna`ya ağır silahların gönderilmesini talep ediyor. Çevre konularında liberal parti FDP`nin tekliflerine evet demek durumundalar ve diyorlar da... Bu yılın sonunda kapatılacak olan son 3 atom santralinin kapatılmasının ertelenmesine de boyun eğerlerse şaşırmam. Yeterki koltuk gitmesin durumları efendim...
Ne diyordu bir banka reklamı? ``Hizmette sınır yoktur!`` Yeşiller Partisi`nde de opotunizmde sınır yok...
***
Sosyal-toplumsal durumlar daha da karışık. Demografik durum endişe verici... Kalifiye elamanlara olan ihtiyaç can alıcı durumlara gelmek üzere...
Federal Hükümet`in çocuk paralarını artırmasına, yurt dışında her yıl yüzbinlerce kalifiye iş gücü, sığınmacı ve mülteci alınmasına rağmen nüfus ahım şahım artmıyor. Ama, Corona Pandemisi yaradı Almanya`ya. Evde kalmak zorunda kalan çiftler çok yoğun aşk yapmış olacaklar ki, son bir yılda doğan çocuk sayısı ölen insan sayısına yaklaşmış durumda. İşte bu umut verici... Ha gayret.
Bu alanda en sevindirici durum, işsizliğin artmaması.
***
Almanya`daki eğitim durumu da pek içaçıcı değil. Nasıl ki Almanya eski Almanya değilse, Almanya`daki eğitim sistemi de eskisi gibi değil. Malesef bu böyle.
Federal Hükümet, bir kalemde Alman Ordusu için ekstra 100 milyar Avro ayırırken, okullarda öğretmen açığı kapatılamıyor. Ders saatleri boş geçiyor. Çocukların yüzme öğrenmesi için okullarda inşa edilmiş olan yüzme havuzları kapatılıyor.
Buna rağmen, bazı eyaletler binlerce öğretmeni sözleşmeli olarak çalıştırıyor. Ders dönemi bitince, sözleşmeli öğretmenlerin işine ve maaş ödemesine son veriliyor; okullar yeniden açılınca, aynı öğretmenler işe alınıyor ve maaşları ödenmeye başlıyor.
Akıl alır gibi değil. Almanya gibi Dünya`nın en zengin ülkelerinden birisinde nasıl oluyor, olabiliyor bunlar? Bunun arkasında ne var dersiniz?
***
Gelelim büyük resme:
Soğuk savaş dönemi SSCB`nin ve Varşova Birliği`nin dağılmasıyla bitti. ABD tek büyük Dünya aktörü olarak tadını çıkardı bu durumun. 1990larda Rusya PUTiN`in cumhurbaşkanı olmasıyla toparlanma sürecine girdi. Çin atağa kalkarak 3ncü büyük Dünya aktörü oldu ekonomik, politik ve askeri alanlarda.
İşler karışmıştı. Atlantiğin öte yakası boş durur mu hiç... Gelsin Dünya politikasını dizayn etme projeleri...
Almanya, yani birleşik Almanya, bugünkü Almanya da boş durmuyordu. Avrupa Birliği`ni stabilize ederek ayağa kalkmaya cüret etti... Önce Fransa ile bir Avrupa Birliği Ordusu kurma girişiminde bulundu. Almanya-Fransa-Ordusu/Birliği oluşturuldu. Rusya ile ilişkiler alabildiğince yoğunlaştı. Avrupa Birliği Çin ilişkileri doruk noktasındaydı... Fransa Cumhurbaşkanı ``NATOnun beyin ölümü gerçekleşti.`` deme cüretini bile göstermişti. Başka birileri, ``VARŞOVA PAKTI dağıtıldı, NATO niye var?`` deme cesaretini buldu kendinde...
Avrupa Birliği`nin yarı gönüllü üyesi İngiltere üzerinden bir operasyon çekti Atlantiğin öte yakası: Brexit. Yetmedi, Alman araba sanayine yüklü cezalar... Yetmedi, `NATO`nun masraflarına AB üyeleri daha fazla katkı yapmalı` talebi dillendirildi.
Peşinden COVID 19 - Corona Pandemisi... Ve peşinden Ukrayna savaşı...
Önce Fransa Cumhurbaşkanı geri dönüş yaptı ve NATO tanklarını savunmaya başladı. Daha sonra, Alman Şansölye, Almanya Ordusu için ekstra 100 milyar Avro ayrıldığını duyurdu.
NATO kenetlenmiş, AB bütünleşmiş ve Avrupa-Amerika cephesinde kaynaşma sağlanmıştı. Almanya`nın bütün planları, Almanya-Rusya dostluğunun bütün kazanımları, PUTİN-SCHRÖDER dostluğunun bütün hedefleri tuz buz oldu... İş o kadar ileri gitti ki, yaptığı reformlarla sosyal devleti yaralayan ve bu yüzden finans kapitalin baş tacı ettiği eski Şansölye Gerhard SCHRÖDER iyice gözden düştüğü için kendi partisi SPD`den (Almanya Sosyaldemokrat Partisi`nden) disiplin cezasıyla atılmayla karşı karşıya kaldı.
Bu ``Bizim Almanlar``ı anlamak güç doğrusu...
Yazmadan geçmeyeyim, şimdilerde 16 yıl baştacı ettikleri eski Şansölye Angela MERKEL`i de eleştirmeye ve hatta yerden yere vurmaya başladılar bile. Akıl sır ermiyor ``Bizim Almanlar``ın işine...
***
Almanya`da yaşayanlar için güzel haber şu: Her şeye rağmen işsizlik artmıyor, enflasyon yavaşladı ve milyonlarca Alman gene yurt dışında tatil yapmaya başladı. Türkiye de bundan payını alıyor... Alman sanayi ve ticaret dünyası sipariş üzerine sipariş alıyor. İthalat-ihracat saldosu Almanya lehine fazla vermeye başladı. Darısı Türkiye`nin başına.
Öyle hemen şaşırmayın, komplo teorisi falan anlatmayacağım.
***
İsterseniz önce ekonomiden başlayalım. (Türkiye`de bu konuya `tencere sorunu` deniyor...)
Korkulan olmadı ve Almanya`nın ne üretimi ve ne de ihracatı önemli bir oranda azaldı. İşsiz sayısının artmaması bir yana, sanayi ve ticaret dünyası döne döne kalifiye elaman arıyor Almanya`da.
Ama, enflasyon, Alman İstatistik dairesi`nin açıkladığı enflasyon arttı, %7,9. Siz bunu iki misli anlayın. Özellikle de alt tabakanın tükettiği gıda maddelerindeki enflasyon çok daha yüksek.
***
Gelelim politik durum/lar/a: Kırmızı (SPD)-Yeşil (Yeşiller Partisi)-Sarı (FDP) renklerden oluşan `Trafik Lambası Koalisyonu` zor durumda.
SPD (Almanya Sosyaldemokrat Partisi) konjunktürel rüzgarın yardımıyla iktidara gelmenin, koalisyonun büyük ortağı olarak Şansölye çıkarmanın sıkıntısını yaşıyor. Partide Willy BRANDT, Helmut SCHMIDT veya Gerhard SCHRÖDER kalibresinde politik aktörler yok... Bu, tarihi 160 yıla yaklaşan sosyal demokrat partinin sendikalarla ilişkisi halen zayıf, kısacası limoni...
Almanya`da sermayenin, sanayi ve ticaret dünyasının temsilcisi olan FDP (Hür Demokratlar - Liberaller), kendilerinin koalisyon açısından neredeyse vazgeçilmez olduğunu bildiklerinden, çok sık ``hayır`` diyebiliyorlar getirilen önerilere ve kanun tekliflerine...
Dıe Grünen (Yeşiller Partisi) konjunktürün estirdiği rüzgarla kendilerini hükümetin içinde buldular. Başları döndü... Tadını çıkartıyorlar bu durumun... Ama kimler? Taban değil, politik aktörler... Dün kara dediklerine bu gün ak demek zorunda kalıyorlar...
``Silahsızlanalım, Barışı İnşa Edelim!`` diyen koalisyonun ikinci büyük ortağı Yeşiller Partisi, bu gün Ukrayna`ya ağır silahların gönderilmesini talep ediyor. Çevre konularında liberal parti FDP`nin tekliflerine evet demek durumundalar ve diyorlar da... Bu yılın sonunda kapatılacak olan son 3 atom santralinin kapatılmasının ertelenmesine de boyun eğerlerse şaşırmam. Yeterki koltuk gitmesin durumları efendim...
Ne diyordu bir banka reklamı? ``Hizmette sınır yoktur!`` Yeşiller Partisi`nde de opotunizmde sınır yok...
***
Sosyal-toplumsal durumlar daha da karışık. Demografik durum endişe verici... Kalifiye elamanlara olan ihtiyaç can alıcı durumlara gelmek üzere...
Federal Hükümet`in çocuk paralarını artırmasına, yurt dışında her yıl yüzbinlerce kalifiye iş gücü, sığınmacı ve mülteci alınmasına rağmen nüfus ahım şahım artmıyor. Ama, Corona Pandemisi yaradı Almanya`ya. Evde kalmak zorunda kalan çiftler çok yoğun aşk yapmış olacaklar ki, son bir yılda doğan çocuk sayısı ölen insan sayısına yaklaşmış durumda. İşte bu umut verici... Ha gayret.
Bu alanda en sevindirici durum, işsizliğin artmaması.
***
Almanya`daki eğitim durumu da pek içaçıcı değil. Nasıl ki Almanya eski Almanya değilse, Almanya`daki eğitim sistemi de eskisi gibi değil. Malesef bu böyle.
Federal Hükümet, bir kalemde Alman Ordusu için ekstra 100 milyar Avro ayırırken, okullarda öğretmen açığı kapatılamıyor. Ders saatleri boş geçiyor. Çocukların yüzme öğrenmesi için okullarda inşa edilmiş olan yüzme havuzları kapatılıyor.
Buna rağmen, bazı eyaletler binlerce öğretmeni sözleşmeli olarak çalıştırıyor. Ders dönemi bitince, sözleşmeli öğretmenlerin işine ve maaş ödemesine son veriliyor; okullar yeniden açılınca, aynı öğretmenler işe alınıyor ve maaşları ödenmeye başlıyor.
Akıl alır gibi değil. Almanya gibi Dünya`nın en zengin ülkelerinden birisinde nasıl oluyor, olabiliyor bunlar? Bunun arkasında ne var dersiniz?
***
Gelelim büyük resme:
Soğuk savaş dönemi SSCB`nin ve Varşova Birliği`nin dağılmasıyla bitti. ABD tek büyük Dünya aktörü olarak tadını çıkardı bu durumun. 1990larda Rusya PUTiN`in cumhurbaşkanı olmasıyla toparlanma sürecine girdi. Çin atağa kalkarak 3ncü büyük Dünya aktörü oldu ekonomik, politik ve askeri alanlarda.
İşler karışmıştı. Atlantiğin öte yakası boş durur mu hiç... Gelsin Dünya politikasını dizayn etme projeleri...
Almanya, yani birleşik Almanya, bugünkü Almanya da boş durmuyordu. Avrupa Birliği`ni stabilize ederek ayağa kalkmaya cüret etti... Önce Fransa ile bir Avrupa Birliği Ordusu kurma girişiminde bulundu. Almanya-Fransa-Ordusu/Birliği oluşturuldu. Rusya ile ilişkiler alabildiğince yoğunlaştı. Avrupa Birliği Çin ilişkileri doruk noktasındaydı... Fransa Cumhurbaşkanı ``NATOnun beyin ölümü gerçekleşti.`` deme cüretini bile göstermişti. Başka birileri, ``VARŞOVA PAKTI dağıtıldı, NATO niye var?`` deme cesaretini buldu kendinde...
Avrupa Birliği`nin yarı gönüllü üyesi İngiltere üzerinden bir operasyon çekti Atlantiğin öte yakası: Brexit. Yetmedi, Alman araba sanayine yüklü cezalar... Yetmedi, `NATO`nun masraflarına AB üyeleri daha fazla katkı yapmalı` talebi dillendirildi.
Peşinden COVID 19 - Corona Pandemisi... Ve peşinden Ukrayna savaşı...
Önce Fransa Cumhurbaşkanı geri dönüş yaptı ve NATO tanklarını savunmaya başladı. Daha sonra, Alman Şansölye, Almanya Ordusu için ekstra 100 milyar Avro ayrıldığını duyurdu.
NATO kenetlenmiş, AB bütünleşmiş ve Avrupa-Amerika cephesinde kaynaşma sağlanmıştı. Almanya`nın bütün planları, Almanya-Rusya dostluğunun bütün kazanımları, PUTİN-SCHRÖDER dostluğunun bütün hedefleri tuz buz oldu... İş o kadar ileri gitti ki, yaptığı reformlarla sosyal devleti yaralayan ve bu yüzden finans kapitalin baş tacı ettiği eski Şansölye Gerhard SCHRÖDER iyice gözden düştüğü için kendi partisi SPD`den (Almanya Sosyaldemokrat Partisi`nden) disiplin cezasıyla atılmayla karşı karşıya kaldı.
Bu ``Bizim Almanlar``ı anlamak güç doğrusu...
Yazmadan geçmeyeyim, şimdilerde 16 yıl baştacı ettikleri eski Şansölye Angela MERKEL`i de eleştirmeye ve hatta yerden yere vurmaya başladılar bile. Akıl sır ermiyor ``Bizim Almanlar``ın işine...
***
Almanya`da yaşayanlar için güzel haber şu: Her şeye rağmen işsizlik artmıyor, enflasyon yavaşladı ve milyonlarca Alman gene yurt dışında tatil yapmaya başladı. Türkiye de bundan payını alıyor... Alman sanayi ve ticaret dünyası sipariş üzerine sipariş alıyor. İthalat-ihracat saldosu Almanya lehine fazla vermeye başladı. Darısı Türkiye`nin başına.