Alemlerin Sultan'ı

Linux

Admin
12 Eyl 2022
10,411
1
38
Habib baba , IV. Murat devrinin gizli,kimsenin bilmediği ALLAH dostlarındandır.Yaşlıdır.Fakirdir.Gariptir.Fakat rabbinin katında da alemlere denk bir değerin sahibidir.Yaşlı Habib baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda İstanbul’a gelmiştir.Yolculuğun tozunu ,yorgunluğunu atmak için hamama gider…Niyeti şöyle iyice bir keselenip paklanmak…Bedenini de ruhuna denk kılmaktır…Fakat hamamcı Habib babayı içeri sokmak istemez.“Bugün” der , “Sultan Murad’ın vezirleri hamamı kapattılar,dışarıdan müşteri alamıyoruz.”Habib baba üzülür …Rica minnet eder, yalvarır…“Ne olursun ” der, “kimseye varlığımı belli etmem ,aceleyle yıkanır çıkarım.Bu tozlu bedenle Rabbime ibadet ederken utanıyorum…” Binbir dil döker…Hamamcı ehl-i insaftır… Dayanamaz… Kabul eder… Hamamın en sonundaki küçük bir odayı göstererek … “Baba şu odada hızla yıkanıp çık ,para da istemem. Yeter ki vezirler senin farkına varmasınlar.”Habib baba sevinerek kendine gösterilen yere girer.Yıkanmaya başlar… Ve bu arada hamamcının karşısında yeni bir müşteri belirir. Boylu,poslu,genç,yakışıklı biridir bu gelen. Onun da görünümü fakirdir… Ama sadece görünümü…İkinci müşteri tebdil-i kıyafet etmiş , IV. Murad’dır.

O gün vezirlerinin topluca “hamam alemi” yapacaklarından haberli olan padişah merak etmiştir.“Hele bir bakalım ” demiştir, “bizim vezirler ,hamamda,benden uzakta kendi başlarına ne yaparlar nasıl eğlenirler?”Ve bu merak padişahı , tebdil-i kıyafet ettirerek, hamama getirmiştir…Az önce yaşananlar bir kez daha tekrarlanır…Hamamcı “vezirler” der almak istemez…Padişah ise “ne olursun” der, bastırır. Ve padişah galip gelir… Hamamcı onun yalvarmalarına da dayanamaz.Habib babanın yıkanmakta olduğu odayı göstererek,genç padişahın kulağına fısıldar: “Şu odada bir ihtiyar yıkanıyor. Sen de sar beline peştamalı gir yanına… Beraber sessizce yıkanın, bir an evvel çıkın…” Ve ekler :”Aman ha vezirler varlığınızı bilmesinler.”Sonra IV. Murad’da Habib babanın yanına süzülür.Beraber sessizce yıkanmaya başlarlar …Bu arada hamamın büyük salonundan tef,dümbelek ,şarkı ,türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır…Habib babanın gözü, genç hamam arkadaşının sırtına takılır.Biraz kirlenmiş gibi gelir ona… ALLAH(CC) ,hikmeti gereği dostuna , o yanındakinin tebdil-i kıyafet etmiş padişah olduğunu ilham etmemiştir…Ve yanındakini, görüntüsüne uygun ,kendi gibi fakir , garip , bir delikanlı zanneden Habib baba yumuşak bir sesle konuşur :

“Evladım.” der ,

”Sırtın biraz fazlaca kirlenmiş , müsaade edersen bir keseleyivereyim.”

Padişah aldığı bu teklif karşısında şaşkınlaşır ve büyük bir haz duyar…Çünkü ömründe ilk defa biri ona, padişah olduğunu bilmeden,sırf bir insan olarak , karşılık beklemeksizin bir iyilik yapmayı teklif etmektedir.Memnuniyetle Habib babanın önünde diz çökerken :

“Buyur baba.” der ,

“ellerin dert görmesin.”

Bu sırada içerideki “alem”in sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir.Habib baba IV. Murad’ın sırtını bir güzel keseler , temizler… Fakat padişah kuru bir teşekkürle yetinmek istemez… Ne de olsa insandır ve o da her insan gibi kendisine yapılan iyiliklerin kölesidir.

“Baba,” der,

“gel ben de senin sırtını keseleyeyim de ödeşmiş olalım.”

Habib baba, teklifin kimden geldiğinden habersiz ,tebessümle :

“Olur evlad.” deyip, sultanın önünde diz çöker. Bu arada, Sultan Murad kese yaparken bir yandan da Habib babayı “yoklar ,ağzını,arar”…

“Baba,” der,

“görüyor musun şu dünyayı… Sultan Murad’a vezir olmak varmış… Bak adamlar içerde def ,dümbelek ,hamamı inletiyor, sen ve ben ise burada iki hırsız gibi… ”Habib baba Sultan Murad’ın cümlesini tamamlamasına bile fırsat bırakmaz, kendi hükmünü söyler… Sultan Murad’ın Habib babadan duydukları, ağzı açık bırakıp keseyi , keseyi elden düşürten cinstendir:

“Be evladım ” der Habib baba.

“Sultan Murad dediğin kimdir? Sen asıl alemlerin Sultan’ına kendini sevdirmeye bak ki, O seni sevince sırtını bile Sultan Murad’a keselettirir… ”


*** ALLAH dostu ALLAH’ı hiç aklından çıkarmayandır.


65wm9.jpg
 
Üst