Haberci
Forum Üyesi
- Katılım
- 13 Eyl 2022
- Mesajlar
- 6,412
- Puanları
- 0
Kubadabad Saray Külliyesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Muharrem Çeken, Beyşehir Gölü ve çevresinin 12. yüzyıldan itibaren Türkler tarafından iskan edildiğini ancak Kubadabad Sarayı'nın Anadolu Selçuklu Sultanı*Alaaddin*Keykubad*döneminde inşa edildiğini söyledi. Arkeolojik verilere göre Kubadabad Sarayı'nın 14. yüzyıl başlarına kadar kullanıldığına değinen Çeken, yürütülen çalışmalarla Kubadabad Saray Külliyesi'nin, Türk sanatı ve arkeolojisi açısından gerek mimarisiyle gerekse çinileriyle dünyada tanınır hale geldiğini dile getirdi. Bölgede çalışmaların titizlikle yürütüldüğünü aktaran Çeken, "Selçukluların egemen olduğu İran, Irak, Suriye ve Anadolu'yu içine alan coğrafyada, Kubadabad Saray Külliyesi planı, alt yapısı, strüktürü, mimari dekorasyonu, altyapı tesisleri ve küçük buluntularıyla günümüze ulaşabilen şimdilik bildiğimiz tek Selçuklu saray külliyesidir diyebiliriz. Alanya'da, Konya'da, Kayseri'de sarayları var tabi ama bu kadar bütün sarayın planı tanımlanan saray şu an bilmiyoruz. Kazılar oralarda da devam ediyor, farklı sonuçlar ortaya çıkabilir" diye konuştu. Kubadabad Sarayı'nın kurulduğu alanda alt katmanda Geç Kalkolitik ve Tunç Çağı katmanları olduğunu anlatan Çeken, hemen üzerinde de Anadolu Selçuklu izlerinin bulunduğunu, bölgede Anadolu Selçuklu öncesi Roma ya da Bizans döneminden kalıntı olmadığını dile getirdi. "8 KİLOMETRE MESAFEDEN KÜLLİYEYE TEMİZ SU TAŞINMIŞ" Çeken, külliyede 42 yıldır kesintisiz devam eden kazılarda 20'ye yakın bina tespit ettiklerini belirterek, şöyle devam etti: "Büyük ve küçük saray denilen iki önemli köşk yapısı var. Bunların dışında güneyde ve batıda çeşitli köşk binaları tespit edilmiştir. Külliyenin hemen girişinde ortaya çıkarılan av köşkü yani şikarhane ve bunun hemen gerisindeki av sahası çok önemlidir. Sarayın batı kısmında da 2017 sonrasında çalışmalarımız hızlandı. Sarayın has ahırı olabilecek nitelikte yapılar da bu süreç içinde çıkarıldı." Çalışmalarının son yıllarda güney ve batıda yoğunlaştığını aktaran Çeken, "Külliyeye temiz su taşıyan hattın güney ve batıdaki bölümleri gün yüzüne çıkarıldı. Yeni dönem kazıları sırasında Anamas Dağları'ndan yaklaşık 8 kilometrelik bir mesafeden külliyeye temiz suyu künkler vasıtasıyla iki hat halinde getirdiklerini gördük. Bunu av köşkünün hemen altından külliyeye soktuklarını, buradan kuzey ve doğuya doğru ilerleyen iki hatta ayrıldığını, temiz suyu bir ağ gibi bütün yapılara ulaştırdıklarını gördük." diye konuştu.