Afganistan'da Taliban yönetimi ikinci yılını geride bıraktı. Kadın ve kız çocuklarına getirilen kısıtlamalarla tepki çeken Taliban yönetimi, uluslararası alanda tanınma çabalarına henüz karşılık bulamadı. Batı'nın maddi desteğini kestiği Afganistan'da halk, zor günler geçirirken Taliban ülkeye gelir getirecek kaynaklar bulmaya çalışıyor.
Taliban yönetimi, 15 Ağustos 2021'de Afganistan yönetimine gelmesinin yıl dönümünü kutlarken ülkedeki durum uluslararası alanda tartışılmaya devam ediyor.
Taliban yönetimi altındaki Afganistan'da, iç ve dış otoritelerin üzerinde mutabık kaldığı en önemli olumlu gelişme, yaklaşık 40 yıldır süren çatışma döneminin geride kalması ve ülke genelinde güvenlik alanında ilerlemeler kaydedilmesi oldu.
Herhangi bir kişi halen Afganistan'ın tüm vilayetlerine gece ve gündüz kara veya hava yoluyla kolaylıkla gidebiliyor. Ancak zaman zaman DEAŞ, terör eylemleriyle bu ortamı bozmaya çalışıyor.
DAEŞ, son iki yılda başta Taliban mensupları ve Şii Afganlar olmak üzere, yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği birçok bombalı ve silahlı saldırı düzenlendi.
Taliban yönetiminin önlemlerine rağmen cuma namazları ve muharrem ayı etkinliklerinde Şii Afganları hedef alan DAEŞ'in, başkent Kabil'de Çinlilerin işlettiği bir otel ve üniversite sınavına hazırlanan genç Hazara kızlarına yönelik eylemleri akıllarda kaldı.
Öte yandan, Taliban yönetimine karşı savaşan bazı silahlı muhalif gruplar suikast ve saldırılar düzenliyor. Eylemlerde sivillerden ziyade Taliban mensupları hedef alınıyor.
Taliban yönetimi döneminin en önemli gelişmelerinden biri de 31 Temmuz 2022'de Kabil'in merkezindeki bir eve ABD'ye ait İHA'larla düzenlenen saldırıda El-Kaide Lideri Eymen ez-Zevahiri'nin öldürülmesiydi.
Batılı devletler, Taliban'ın önceki Afganistan hükümetiyle barışçıl yollarla, müzakereler aracılığıyla iktidarın ortağı olmasını istiyordu. Ancak müzakerelerin sonuçsuz kalması ve Taliban'ın iktidarı zor kullanarak ele geçirmesi bir anlamda Batı'nın tüm Afgan halkını cezalandırmasıyla sonuçlandı.
Taliban öncesi Afgan yönetiminin bütçesinin üçte ikiden fazlasını fonlayan Batılılar, tüm yardımlarını kesti. Çoğu uluslararası kurum ve kuruluş ülkeden ayrıldı.
BM raporlarına göre, 2022 yılında yaklaşık 23 milyon Afgan insani yardıma ihtiyaç duyarken, bu sayı 2023'de 28 milyon insana çıkmış durumda.Taliban sonrası ülke ekonomisi derin bir krize sürüklendi. Bankacılık sisteminde büyük aksaklıklar oldu, çok sayıda iş yeri kapandı. İşsizlik, fakirlik ve açlık alarm verici seviyelere ulaştı.Benzer şekilde yetersiz beslenme, kızamık, çocuk felci gibi birçok hastalık artarken sağlık kuruluşları da imkansızlıklarla boğuşuyor.
Pek çok ülke ve uluslararası kurum, Afganistan'a hakim olmasının üzerinden geçen 2 yılda kadın ve kız çocuklarına getirilen engellemeler konusunda Taliban'a tepki gösterdi.
Binlerce kadın gerek hükümet kurumları gerek özel sektördeki işlerinden çıkarıldı ya da işten ayrılmaya zorlandı. Ülkede sadece hastaneler, okullar, emniyet birimleri ve havaalanları gibi zorunlu ihtiyaç duyulan alanlarda çok az sayıda kadın çalışabiliyor.
Ülkede, kızların ilkokul haricindeki kademelerde okula gitmesi de yasaklandı. Taliban, okulların İslami koşullara uygun hale getirildikten sonra açılacağını kaydetse de söz konusu karara bir türlü varılamadı. Önceki hükümette yer alan Kadın İşleri Bakanlığının yerine kurulan İyiliğe Davet ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı, zamanla kadınların özgürlüğüne yönelik kısıtlayıcı adımları hayata geçirdi.
Örtünmeleri zorunlu hale getirilen kadınların, spor salonları, park ve bahçeler gibi sosyal mekanlara girmesi ve hem uluslararası hem de yerel sivil toplum kuruluşlarında (STK) çalışması yasaklandı. Son olarak da yakın zamanda kuaför salonları kapatıldı.
Öte yandan, medya alanında da büyük kısıtlamalar getirilerek ifade ve basın özgürlüğü sınırlandırıldı. Yüzlerce medya organı kapanmak zorunda kaldı, binlerce basın emekçisi işsiz kaldı. Afgan televizyonlarında dizi ve filmlerin yayınlanması da yasaklandı.
Taliban yetkilileri, ilk günden itibaren, Afganistan topraklarının hiçbir ülke için tehdit oluşturmasına izin vermeyeceklerini, tüm ülkelerle iyi diplomatik ilişkiler geliştirmek istediklerini ve kurdukları yönetimin Afganistan'daki tüm kesimleri kapsadığını savundu.
Başta Batılı olanlar olmak üzere birçok ülke, Taliban yönetimini resmen tanımaları veya iyi ilişkiler geliştirmeleri için Afganistan'da tüm kesimleri temsil eden kapsamlı bir hükümetin kurulmasını ve insan haklarına saygı gösterilmesini şart koştu.
aliban, heyetler gönderdiği Norveç, İsviçre, Türkiye, Çin, Katar, Rusya, Pakistan ve Özbekistan gibi birçok ülkede diplomatik temaslarda bulunarak yönetiminin resmen tanınmasını istedi.Son olarak, Taliban geçici hükümetinin Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki, Katar'ın başkenti Doha'da ABD'li yetkililer ile görüştü.
Taliban heyeti görüşmede, yaptırımların kaldırılmasını, mensuplarının BM kara listesinden çıkarılmasını, dondurulan rezervlerin serbest bırakılmasını ve Afganistan hava sahası ihlallerinin durdurulmasını gündeme getirdi. ABD'li yetkililer ise kadın ve kızların durumu başta olmak üzere insan haklarına ve ülkedeki tutuklu ABD vatandaşlarının serbest bırakılmasına öncelik verdi.
Ancak taraflar, söz konusu bu konular hakkında henüz somut bir adım atmış değil.Gelinen noktada, Afganistan yönetiminde ikinci yılını tamamlayan Taliban geçici hükümetini tanıyan ülke olmadı ancak Taliban yetkilileri çok sayıda ülke ile yoğun diplomatik temaslarını sürdürüyor.