Ülkemiz olağanüstü günlerden geçerken, çok daha zor günlerin geldiğini görmek için, kain olmaya gerek yok.
Ciddi ekonomik sorunlar ve sürdürülemez ekonomi politikalarının, doğurduğu acı tablo ortada duruyor.
Son süreçte yaşananları hafızamızda bir canlandıralım mı?
-Artan intihar vakaları
-Kadın ve çocuk cinayetleri
-Çeteler ve çetelerle yetersiz
mücadele
-Yolsuzluk, işsizlik, arsızlık, hırsızlık vs.
Siyaset bu noktada neredeyse çözümsüzlük mevkisinde, gündemi değiştirmek için on dereden su getirenler mi dersiniz, sonuçsuz ve ucu açık
öneri sunanlar mı?
Gerçek acı tablo ortada dururken, havanda su dövmek niye?
ABD’de seçim var ve Orta Doğu dengesini bu belirleyecekken erkenden bir çağrı:
MHP Lideri Devlet Bahçeli.
22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yaptı. Bazı MHP’liler ise “milat olarak kabul edilecek bir çağrı yapılmıştır” diye süreci nitelendirdi.
Bunun üzerine Dem Parti de ılımlı mesajlar vererek konu gündemde yerini buldu.
Abdullah Öcalana uygulanan tecrit bir anda yumuşatıldı. Görüşlere izinler çıkartıldı. (Bahçelinin hangi devlet yetkisi ile konuşmalarının sonucunda tecrit yumuşatıldı? Bilmemekle beraber merak etmiyor da değilim?)
Sonucunda bu çağrıya Kandil’de bir cevap verdi. Türkiye’nin NASA’sı olarak kabul gören TUSAŞ’a son derece profesyonelce bir saldırı düzenledi. (Her türlü Terör ve Şiddet saldırısını lanetliyorum.) Saldırı sonucunda şehitlerimiz oldu. Şehitlerimize rahmet, ülkemize başsağlığı diliyorum.
Çok kısa bir süre sonra ne oldu peki? CHP Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer terör kapsamında görevinden uzaklaştırıldı ve mahkeme süreci yeni başlamışken herhangi bir karar yokken ve sonuçlanmadan yerine,kayyum ataması yapıldı. Yani Belediye Meclisinden vekaleten bir seçim yapılmadan Esenyurt halkının iradesi bir anda boşa düşürüldü.
Baştan sona şu kısa sürede ülkede yaşananlara bakar mısınız? Belki çağdaş bir ülkede yüzyıllar geçse yaşanamayacak olaylar gözlerimizin önünde film şeridi gibi geçti.
Esenyurt Belediye Başkanlığı CHP’li bir belediyedir. Buradan nerelere ulaşılmak isteniyor, kestirmesi güç görünüyor. Özellikle TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun anlaşılması güç davası güncelliğini korurken, oluşabilmesi muhtemel kumpasların önlemleri ve öncü tedbirlerinin alınması çok ciddi bir analiz ve pratik tavır gerektirmektedir. Ana muhalefet partisi hiç şüphesiz toplumsal muhalefetin liderliğini üstlenip bir milim geri adım atmadan kayyum atamalarına karşı direnci örgütlemekle mesuldür. Bunu yaparken kendi içinde ki bütünlüğü de diri tutmalı ve parti içi muhalefeti ayırmaksızın bir dayanışma ve bilinçlenme hareketi ortaya koymalıdır. Daha sonra bunu toplumun diğer katmanlarına da yayarak Adalet, Demokrasi ve Erken Seçim hareketine öncülük etmelidir.
Bunu yapmıyorlar demiyorum; başlattıklarını umut ediyorum.
Ciddi ekonomik sorunlar ve sürdürülemez ekonomi politikalarının, doğurduğu acı tablo ortada duruyor.
Son süreçte yaşananları hafızamızda bir canlandıralım mı?
-Artan intihar vakaları
-Kadın ve çocuk cinayetleri
-Çeteler ve çetelerle yetersiz
mücadele
-Yolsuzluk, işsizlik, arsızlık, hırsızlık vs.
Siyaset bu noktada neredeyse çözümsüzlük mevkisinde, gündemi değiştirmek için on dereden su getirenler mi dersiniz, sonuçsuz ve ucu açık
öneri sunanlar mı?
Gerçek acı tablo ortada dururken, havanda su dövmek niye?
ABD’de seçim var ve Orta Doğu dengesini bu belirleyecekken erkenden bir çağrı:
MHP Lideri Devlet Bahçeli.
22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yaptı. Bazı MHP’liler ise “milat olarak kabul edilecek bir çağrı yapılmıştır” diye süreci nitelendirdi.
Bunun üzerine Dem Parti de ılımlı mesajlar vererek konu gündemde yerini buldu.
Abdullah Öcalana uygulanan tecrit bir anda yumuşatıldı. Görüşlere izinler çıkartıldı. (Bahçelinin hangi devlet yetkisi ile konuşmalarının sonucunda tecrit yumuşatıldı? Bilmemekle beraber merak etmiyor da değilim?)
Sonucunda bu çağrıya Kandil’de bir cevap verdi. Türkiye’nin NASA’sı olarak kabul gören TUSAŞ’a son derece profesyonelce bir saldırı düzenledi. (Her türlü Terör ve Şiddet saldırısını lanetliyorum.) Saldırı sonucunda şehitlerimiz oldu. Şehitlerimize rahmet, ülkemize başsağlığı diliyorum.
Çok kısa bir süre sonra ne oldu peki? CHP Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer terör kapsamında görevinden uzaklaştırıldı ve mahkeme süreci yeni başlamışken herhangi bir karar yokken ve sonuçlanmadan yerine,kayyum ataması yapıldı. Yani Belediye Meclisinden vekaleten bir seçim yapılmadan Esenyurt halkının iradesi bir anda boşa düşürüldü.
Baştan sona şu kısa sürede ülkede yaşananlara bakar mısınız? Belki çağdaş bir ülkede yüzyıllar geçse yaşanamayacak olaylar gözlerimizin önünde film şeridi gibi geçti.
CHP
Esenyurt Belediye Başkanlığı CHP’li bir belediyedir. Buradan nerelere ulaşılmak isteniyor, kestirmesi güç görünüyor. Özellikle TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun anlaşılması güç davası güncelliğini korurken, oluşabilmesi muhtemel kumpasların önlemleri ve öncü tedbirlerinin alınması çok ciddi bir analiz ve pratik tavır gerektirmektedir. Ana muhalefet partisi hiç şüphesiz toplumsal muhalefetin liderliğini üstlenip bir milim geri adım atmadan kayyum atamalarına karşı direnci örgütlemekle mesuldür. Bunu yaparken kendi içinde ki bütünlüğü de diri tutmalı ve parti içi muhalefeti ayırmaksızın bir dayanışma ve bilinçlenme hareketi ortaya koymalıdır. Daha sonra bunu toplumun diğer katmanlarına da yayarak Adalet, Demokrasi ve Erken Seçim hareketine öncülük etmelidir.
Bunu yapmıyorlar demiyorum; başlattıklarını umut ediyorum.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.