AB, enerji hukukunda yol gösterici

NTV'de H2DER desteği ile yayınlanan Yeni Enerji programında, Zehra Küçük'ün sorularını yanıtlayan Avukat Ömer Faruk Kırbıyık, Rusya-Ukrayna savaşının hızlandırdığını dönüşümü, hukuki açıdan* yorumladı.

Kırbıyık Hukuk Bürosu kurucu ortağı Ömer Faruk Kırbıyık, alternatif enerji ve depolama kaynaklarına yönelimin büyük bir hızla gerçekleştiğini vurguladı.

Kırbıyık şöyle konuştu:

"Sürdürülebilirlik çalışmalar ve iklim eylemi içinde uluslar ortak hareket ediyor. Ortak kararlar, ortak uygulamalar da getiriyor. Son olarak Avrupa Komisyonu'nun açıkladığı Avrupa Hidrojen Bankası kuruluşu, bu alanın büyük gelişmelerinden biri. Ortak hareketler, ulusal eylemler ile destekleniyor. Bu nedenle, AB'nin yol göstericiliği ve taleplerinin yanısıra, ülkelerin kendi enerji düzenlemeleri de önemli. 27 AB ülkesinin 16'sı yeşil hidrojen stratejisini açıkladı. Buna göre düzenlemeler yapılıyor, kararlar alınıyor, kanunlar oluşuyor. Dolayısı ile, genel liberal ekonomi anlayışı içinde bile, devlet destek ve fonları sektör gelişiminde belirleyici rol oynuyor. Avrupa Hidrojen Bankası 3 milyar Euro bütçe ile, yeşil hidrojen pazarının oluşum ve hareketliliğini destekleyecek. AB, 2030 yılına dek 10 milyon ton yeşil hidrojen üretecek, 10 milyon ton da ithal edecek. Tüm bu süreç, yasalarla desteklenerek gelişecek. Devlet kamu yararı gözeterek özelleştirmeleri de destekler, desteklemiştir. Nihai hedef arz güvenliğidir. Rusya'nın 2022 başında doğalgazı sınırlama kararı, enerji arz güvenliğini yeniden öncelikli hale getirmiştir. Uluslararası hukuk bunu düzenlemek için çalışmalarını başlatmıştır. Korumacı anlayış, sınırda karbon vergisi gibi uygulamalar ile dönüşüm ile bütünleşmiştir.

"ENERJİ SEKTÖRÜ DEVLETTEN GÜÇ ALMALIDIR"

Uzun vadede, teşvik edici ve yenilikçi bir anlayış hakim olmalı. Kısa vadede ise, hibrit tesislerin kurulmasının önü açılabilir. Depolama ve depolamaya bağlı üretim tesisleri gerek fönler gerekse teşvikler ile desteklenebilir. İçten yanmalı motorların yerini elektrik motorlu araçlar alıyor. Bu da şarj ağı, kuruluş ve işletmelerinde uygulama kolaylığı sağlayacak düzenlemeler istiyor. Öz tüketim tesislerinde, bölge sınırlaması gibi kararlar yenilenebilir, kaldırılabilir. Aslolan, mevzuatın öncü olmasıdır. Hayatın gerisinde kalmamalıdır. Ön açıcı, teşvik edici bir mevzuat yapısı hem istikrar hem yenilikçi yaklaşım için değerlidir."