Sizin ilkokul deneyimleriniz nasıldı?
Ben İstanbul'da 2 ayrı okulda tamamladım ilkokulu. Nice harika anının yanında kötüleri de var tabii.
Son derece zayıf, sık hasta olan narin bir çocuk olarak başladı birinci sınıf. İlk dönemim yaşadığım zor bir böbrek rahatsızlığı nedeniyle neredeyse okul yüzü görmeden geçti, hastane ve evde istirahatler arası mekiktir hatırladığım. Ama öyle bir an var ki, asla unutmam üzerinden geçen neredeyse 35 yıla rağmen her öğretmenler günü aklıma düşer, "6 yaşındaki Gülru'ya evindeki hasta yatağında ilk öğretmeni Kadriye Uzunarslan kırmızı kurdele takar". Yoğun ve yıpratıcı tedaviler arasında Gülru okumayı arkadaşlarıyla eş zamanlı çözmüştür. Ödülü ise herkesle beraber kırmızıya kurdeleye sahip olmasıdır. Öğretmeninin ziyaretiyle de ayrı taçlanmıştır o gün....
Okulumun tam gün olması sebebiyle, tedavim sonrasında zorlanmamam için okuldan alındım ve eve daha yakın, yarım günlük okulda yeni maceram başladı. Çok sevmeme rağmen okul ve öğretmen değişimini olabildiğince sıkıntısız geçirdim, annemin özverisiyle.
Annem genel kültürü yüksek bir kadındır, mesela önüne atlası açtığınızda 3 saniye içinde bulamayacağı yer yoktur. Tarihe de hakimdir, ezbere duaları da bilir, Gençliğe Hitabe'yi de. Ama nasıl dediğimizde söylediği tek şey şudur, ben ilkokulu 3 kere okudum!
O kadar da gururla söyler bunu ve haklıdır ablamı da beni de asla yalnız bırakmamıştır eğitim hayatımızda desteği ile... (İşte bu yüzden benim de öyle bir hayalim var, kızımla eğlenerek ilkokulu yeniden okumak, o öğrenirken ben bilgi tazeleyeceğim.)
Sonrası değil ama ilkokul öğretmenlerimizin adı ezberimizdedir ailemizde; çünkü ilk anılar, vefa, minnet ve bazen sitem ile sık sık yad edilirler.
Gelelim günümüze,
Kızım bu sene ilkokul 1'e başladı, aile içi uzun değerlendirmeler sonrası ilkokulu özel okulda okumasına karar verdik, yaşadığımız bazı sıkıntılar yüzünden pandemide fazla izole olmamız nedeniyle kızımızın bu süreci özel ilgi ile geçirmesi için ekstra çaba harcamayı göze aldık açıkçası. Sonrası sakınan göze çöp batar gibi oldu. Hastalık, öksürük, aksırık, antibiyotik, sarmalında döndük. Uzun araların ardından ara tatil öncesi okula gidebildiği 3 gün yetti influenza teşhisine. İlaçlarla 8 gün evde bakıma rağmen akciğere inmesi sebebiyle hastaneye yatış ile sonuçlandı...
Hastanede 5. gün ve biz kolda serum, yatağa bağlı, saturasyon ölçümüyle gece gündüz karışmışı yaşıyoruz. Dersi ödevi eğitimi mi inanın kime ne! Öğrenilemeyecek bilgi yok ama önce sağlık!
Durumu bildirdiğimiz okulun sınıf öğretmeninden k12* vasıtasıyla geçmiş olsun mesajını/ mailini aldık.
Malum artık devir değişti, teknoloji çağı, herkes herkese en fazla bir telefon ya da öğretmen öğrencisinin velisine bir K12 mesafesinde (!)
Ne diyelim? Demek ki teknoloji iletişim yollarını kolaylaştırırken, duygusal bağları da kopartabiliyormuş... Genelleme yapmak belki doğru olmaz ama benim nazarımda "çocuğunuz çocuğumuzdur" gibi cümleler tanıtım afişlerindeki bir cümleden ibaret.
-----------
Önce Başöğretmenimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, Atamızın yolunda ilk günden beri koyduğu hedeften, ilkelerinden asla şaşmadan tutkuyla öğreten ablam Ebru Çongar'ın, oğlu ile evli olmanın medeni lüksünü her gün yaşadığım saygıdeğer Edebiyat öğretmeni babam Mehmet Gezen'in, Üniversite hocam Dr. Erol Mütercimler'in, Erkan Büker'in, Lise edebiyat Sevim Akat'ın, Işıl An'ın, Gülfer Birsin'in, orta okul müdürüm Mehmet Kahraman'ın, Din ve ahlak kültürü öğretmenim Efrail Saraç'ın ve mesleğini hakkı ile öğrencisini severek yapan tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun, hakkınız ödenmez, sağ olun var olun...
*K12 Nedir?
K12, genel anlam itibariyle Türkiye içerisinde yer alan ve eğitim veren okulların web siteleri üzerinde yer alan domain uzantısı olarak bilinmektedir. Kullanım alanları ilkokul ve ortaokul web siteleridir. Ders programından, ödev teslimine bilgi almaya yarayan sistem öğretmenler ile mesajlaşmaya da olanak sağlamaktadır.
Ben İstanbul'da 2 ayrı okulda tamamladım ilkokulu. Nice harika anının yanında kötüleri de var tabii.
Son derece zayıf, sık hasta olan narin bir çocuk olarak başladı birinci sınıf. İlk dönemim yaşadığım zor bir böbrek rahatsızlığı nedeniyle neredeyse okul yüzü görmeden geçti, hastane ve evde istirahatler arası mekiktir hatırladığım. Ama öyle bir an var ki, asla unutmam üzerinden geçen neredeyse 35 yıla rağmen her öğretmenler günü aklıma düşer, "6 yaşındaki Gülru'ya evindeki hasta yatağında ilk öğretmeni Kadriye Uzunarslan kırmızı kurdele takar". Yoğun ve yıpratıcı tedaviler arasında Gülru okumayı arkadaşlarıyla eş zamanlı çözmüştür. Ödülü ise herkesle beraber kırmızıya kurdeleye sahip olmasıdır. Öğretmeninin ziyaretiyle de ayrı taçlanmıştır o gün....
Okulumun tam gün olması sebebiyle, tedavim sonrasında zorlanmamam için okuldan alındım ve eve daha yakın, yarım günlük okulda yeni maceram başladı. Çok sevmeme rağmen okul ve öğretmen değişimini olabildiğince sıkıntısız geçirdim, annemin özverisiyle.
Annem genel kültürü yüksek bir kadındır, mesela önüne atlası açtığınızda 3 saniye içinde bulamayacağı yer yoktur. Tarihe de hakimdir, ezbere duaları da bilir, Gençliğe Hitabe'yi de. Ama nasıl dediğimizde söylediği tek şey şudur, ben ilkokulu 3 kere okudum!
O kadar da gururla söyler bunu ve haklıdır ablamı da beni de asla yalnız bırakmamıştır eğitim hayatımızda desteği ile... (İşte bu yüzden benim de öyle bir hayalim var, kızımla eğlenerek ilkokulu yeniden okumak, o öğrenirken ben bilgi tazeleyeceğim.)
Sonrası değil ama ilkokul öğretmenlerimizin adı ezberimizdedir ailemizde; çünkü ilk anılar, vefa, minnet ve bazen sitem ile sık sık yad edilirler.
Gelelim günümüze,
Kızım bu sene ilkokul 1'e başladı, aile içi uzun değerlendirmeler sonrası ilkokulu özel okulda okumasına karar verdik, yaşadığımız bazı sıkıntılar yüzünden pandemide fazla izole olmamız nedeniyle kızımızın bu süreci özel ilgi ile geçirmesi için ekstra çaba harcamayı göze aldık açıkçası. Sonrası sakınan göze çöp batar gibi oldu. Hastalık, öksürük, aksırık, antibiyotik, sarmalında döndük. Uzun araların ardından ara tatil öncesi okula gidebildiği 3 gün yetti influenza teşhisine. İlaçlarla 8 gün evde bakıma rağmen akciğere inmesi sebebiyle hastaneye yatış ile sonuçlandı...
Hastanede 5. gün ve biz kolda serum, yatağa bağlı, saturasyon ölçümüyle gece gündüz karışmışı yaşıyoruz. Dersi ödevi eğitimi mi inanın kime ne! Öğrenilemeyecek bilgi yok ama önce sağlık!
Durumu bildirdiğimiz okulun sınıf öğretmeninden k12* vasıtasıyla geçmiş olsun mesajını/ mailini aldık.
Malum artık devir değişti, teknoloji çağı, herkes herkese en fazla bir telefon ya da öğretmen öğrencisinin velisine bir K12 mesafesinde (!)
Ne diyelim? Demek ki teknoloji iletişim yollarını kolaylaştırırken, duygusal bağları da kopartabiliyormuş... Genelleme yapmak belki doğru olmaz ama benim nazarımda "çocuğunuz çocuğumuzdur" gibi cümleler tanıtım afişlerindeki bir cümleden ibaret.
-----------
Önce Başöğretmenimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, Atamızın yolunda ilk günden beri koyduğu hedeften, ilkelerinden asla şaşmadan tutkuyla öğreten ablam Ebru Çongar'ın, oğlu ile evli olmanın medeni lüksünü her gün yaşadığım saygıdeğer Edebiyat öğretmeni babam Mehmet Gezen'in, Üniversite hocam Dr. Erol Mütercimler'in, Erkan Büker'in, Lise edebiyat Sevim Akat'ın, Işıl An'ın, Gülfer Birsin'in, orta okul müdürüm Mehmet Kahraman'ın, Din ve ahlak kültürü öğretmenim Efrail Saraç'ın ve mesleğini hakkı ile öğrencisini severek yapan tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun, hakkınız ödenmez, sağ olun var olun...
*K12 Nedir?
K12, genel anlam itibariyle Türkiye içerisinde yer alan ve eğitim veren okulların web siteleri üzerinde yer alan domain uzantısı olarak bilinmektedir. Kullanım alanları ilkokul ve ortaokul web siteleridir. Ders programından, ödev teslimine bilgi almaya yarayan sistem öğretmenler ile mesajlaşmaya da olanak sağlamaktadır.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
adresi üzerinden incelenebilir.