Beşeriyeti yerden yere sürükleyen şeytanın üflediği ihtiras, arzû, tamâ ve haset rüzgarlarından kurtuluş yolunu ancak din gösterir.
Arzûya kement vuran, tamâı bağlayan, hasedin tırnaklarını söken, mâsivâyı yere gömen kahramanlar da emellerine din vâsıtasıyla ulaştılar.
Yuvasız bülbülden daha garip, vatanda gurbet hayâtı yaşayanları, ilâhî vecd içinde mânevî huzûra kavuşturan da Din'dir.
Bütün dünya nizâmında, rûhî, âhlâkî, mânevî, buhran; beyinleri ürperten alev, ruhları sarsan korkunç sel, vicdanları inciten felâket tûfanı, kıymet hükmü taşıyan ne varsa, silip süpürmek istediği şu günde bu felâketlerin önüne de Din-i ilâhî'nin "Dur!" diyen düsturlarıyla geçilir...
Arzûya kement vuran, tamâı bağlayan, hasedin tırnaklarını söken, mâsivâyı yere gömen kahramanlar da emellerine din vâsıtasıyla ulaştılar.
Yuvasız bülbülden daha garip, vatanda gurbet hayâtı yaşayanları, ilâhî vecd içinde mânevî huzûra kavuşturan da Din'dir.
Bütün dünya nizâmında, rûhî, âhlâkî, mânevî, buhran; beyinleri ürperten alev, ruhları sarsan korkunç sel, vicdanları inciten felâket tûfanı, kıymet hükmü taşıyan ne varsa, silip süpürmek istediği şu günde bu felâketlerin önüne de Din-i ilâhî'nin "Dur!" diyen düsturlarıyla geçilir...