Akşam gazetesi yazarlarından Alen Markaryan'ın köşe yazısı
Maç başlamadan biletlerin insanlara ulaşımındaki adaletsizliği yorumladık, Günlerce..
Garip bilet fiyatlarıyla didiştik durduk...
Günlerce...
Deplasman yasağı meselesinin Beşiktaş'la ne alakası olduğunu anlatmaya çalıştık,
Günlerce...
Bunlarla uğraşmaktan iki kilo baklava alıp, tesislere gidip, topçulara biraz moral vermeyi düşünemedik..
N'Koudou, Nathan ve Ghezzal'ın sakatlıklarını hiç konuşmadık...
Sahi biz kimle çıkacaktık ki sahaya?
Topa içiyle, dışıyla, yüreğiyle vuracak bu çocuklardı...
Maç bitti,
Valerien Ismael idam sehpasına alındı..
Yine topçuların ayağının tırnağı konuşulmadı bile...
Neden 60'da değil de 70'te Ghezzal'ı oyuna aldığı tartışıldı.
Oysa Ghezzal'ın maksimum 25 dakikalık kondisyonu vardı, o zaman diliminde alındı, sahaya...
Ve kimse Jesus'un Batshuayi ve Hakan hamlesine karşılık verilen Ghezzal, Tayfur ve Gedson hamlesini konuşmadı...
Bir satranç hamlesinde mat edişiydi Valerien'in Jesus'u...
Kimse oralı olmadı...
Beşiktaş mahkum oynamaz, oynatamazsın naralarını istatistiki veriler yerle bir ediyordu,
Fenerbahçe'den 2 kilometre fazla koşmuştu, Beşiktaş...
Fenerbahçe'nin yüzde yüz bir tek pozisyonu yokken,
Beşiktaş'ın en az 5 gol pozisyonunu yok saymak nasıl açıklanabilir diki...
Son 20 dakikada Fenerbahçe'nin kalemize gelememesi?
Bunlar teknik direktör başarısı değil midir?
Bunlar hocaya yazılmaz da,
Nathan'ın bir tek adam geçememesi,
Muleka'nın verilen taktiği uygulayamaması,
Neden hocaya yazar?
70'te Fener'in düşüşünü ön görmek ve ona göre açıkta beklemek hoca işidir...
Geleliiiiiiim esas mevzuya...
Valerien babamın oğlu değildir...
Tanımam, hiç yüz yüze de gelmedim...
"Savunmada kalmak istemezük" feryatlarına karşı olmamdandır.
"İlle de gitsin" diyenlere bir sorum var...
Kim gelsin?
"Şenol gelsin" diyenler, giderken hocaya niye kal demediler?
Ya "Sergen gelsin" diyenler...
Vatandaş yönetimle ipleri koparırken niye "Gitme" dememişler Sergen'e...
Bütün düşüncelere saygım var,
Sonsuz...
Lâkin o gitsin-bu gitsinle bu işler olmaz...
Bu adama yapılan Abdullah Avcı'ya yapılmadı be !...
Yönetimin ivedilikle alacağı ilk karar birinci gündem maddesi olmak şartıyla,
Ismael Hoca'yla Beşiktaş taraftarının kopukluğunu gidermek olmalıdır...
Alın hocayı yanınıza, çağırın basını, sorsunlar...
Taraftarın her bir sorusuna enine boyuna cevap versin.
Yoksa, bu 4. evre kanser hücresi gibi yer Beşiktaş'ı...
Bitirir, büyük zarar görürüz...
Arma önemlidir ve derdimiz odur...
Köstek yerine destek olmayı deneyelim.
Adam koltukta bir milyon iğneyle oturuyor...
Her kımıldayışı fecaat...
Rahat değil adam ve bu kararlarına yansıyor...
Galip gelsek lider olacağımız bir ortamda sahadaki takımdan başka her şeyi konuşuyoruz...
Az sakin kalın...
Alen MARKARYAN / Akşam
Maç başlamadan biletlerin insanlara ulaşımındaki adaletsizliği yorumladık, Günlerce..
Garip bilet fiyatlarıyla didiştik durduk...
Günlerce...
Deplasman yasağı meselesinin Beşiktaş'la ne alakası olduğunu anlatmaya çalıştık,
Günlerce...
Bunlarla uğraşmaktan iki kilo baklava alıp, tesislere gidip, topçulara biraz moral vermeyi düşünemedik..
N'Koudou, Nathan ve Ghezzal'ın sakatlıklarını hiç konuşmadık...
Sahi biz kimle çıkacaktık ki sahaya?
Topa içiyle, dışıyla, yüreğiyle vuracak bu çocuklardı...
Maç bitti,
Valerien Ismael idam sehpasına alındı..
Yine topçuların ayağının tırnağı konuşulmadı bile...
Neden 60'da değil de 70'te Ghezzal'ı oyuna aldığı tartışıldı.
Oysa Ghezzal'ın maksimum 25 dakikalık kondisyonu vardı, o zaman diliminde alındı, sahaya...
Ve kimse Jesus'un Batshuayi ve Hakan hamlesine karşılık verilen Ghezzal, Tayfur ve Gedson hamlesini konuşmadı...
Bir satranç hamlesinde mat edişiydi Valerien'in Jesus'u...
Kimse oralı olmadı...
Beşiktaş mahkum oynamaz, oynatamazsın naralarını istatistiki veriler yerle bir ediyordu,
Fenerbahçe'den 2 kilometre fazla koşmuştu, Beşiktaş...
Fenerbahçe'nin yüzde yüz bir tek pozisyonu yokken,
Beşiktaş'ın en az 5 gol pozisyonunu yok saymak nasıl açıklanabilir diki...
Son 20 dakikada Fenerbahçe'nin kalemize gelememesi?
Bunlar teknik direktör başarısı değil midir?
Bunlar hocaya yazılmaz da,
Nathan'ın bir tek adam geçememesi,
Muleka'nın verilen taktiği uygulayamaması,
Neden hocaya yazar?
70'te Fener'in düşüşünü ön görmek ve ona göre açıkta beklemek hoca işidir...
Geleliiiiiiim esas mevzuya...
Valerien babamın oğlu değildir...
Tanımam, hiç yüz yüze de gelmedim...
"Savunmada kalmak istemezük" feryatlarına karşı olmamdandır.
"İlle de gitsin" diyenlere bir sorum var...
Kim gelsin?
"Şenol gelsin" diyenler, giderken hocaya niye kal demediler?
Ya "Sergen gelsin" diyenler...
Vatandaş yönetimle ipleri koparırken niye "Gitme" dememişler Sergen'e...
Bütün düşüncelere saygım var,
Sonsuz...
Lâkin o gitsin-bu gitsinle bu işler olmaz...
Bu adama yapılan Abdullah Avcı'ya yapılmadı be !...
Yönetimin ivedilikle alacağı ilk karar birinci gündem maddesi olmak şartıyla,
Ismael Hoca'yla Beşiktaş taraftarının kopukluğunu gidermek olmalıdır...
Alın hocayı yanınıza, çağırın basını, sorsunlar...
Taraftarın her bir sorusuna enine boyuna cevap versin.
Yoksa, bu 4. evre kanser hücresi gibi yer Beşiktaş'ı...
Bitirir, büyük zarar görürüz...
Arma önemlidir ve derdimiz odur...
Köstek yerine destek olmayı deneyelim.
Adam koltukta bir milyon iğneyle oturuyor...
Her kımıldayışı fecaat...
Rahat değil adam ve bu kararlarına yansıyor...
Galip gelsek lider olacağımız bir ortamda sahadaki takımdan başka her şeyi konuşuyoruz...
Az sakin kalın...
Alen MARKARYAN / Akşam