Bülent Bilirgen, Duhuliye.com için yazdı...
Her şeyi bırakın kenara; biraz şerefiniz, biraz ahlakınız, biraz adaletiniz var ise Konya - Beşiktaş maçına eklenen o 4 dakikayı bu camiaya anlatırsınız. Daha ona gelmeden, ilk yarıda sadece Beşiktaş oynarken, golü buldu bulacak performansı varken eklenen 3 dakikayı da açıklayacaksınız. O Muhammed Demir denen aktör, faul olmayan yerde atlayış şeklinden kendi kendini sakatladı ve en az 3 dakika yerde yattı. Sonuç olarak Bitigen ilk yarıda da dakikalarımızı çaldı. Dün maçtan sonra Emre Kocadağ'ın dışında sesimiz çıkmıyor. Elalem 10 dakikalar, 13 dakikalar alırken Beşiktaş takımına reva görülen ilave dakika rakamla 4, yazı ile dört... Hem de ikinci yarının ortasında hakem efendinin 50 metre koşup kaleciye "çabuk ol" dediği bir yarıya eklenen dakika bu. Ama bazen Beşiktaş bu sisteme bunu yedirtir. 4 dakika da eklesen 4 saniye de eklesen böyle çaresiz bırakır.
Oyuna gelirsek, Şenol hocayı çıkarttığı 11 ile eleştirmiyorum. Saiss denenebilirdi orada, zaten oradan bozma bir stoper. Tamam ağır kaldı, oyun eksikliği vardı ama attığı bir kaç top var ki bu ligde 6 numaradan zor görürüz bunları. (İnşallah genç oyuncu Berkay Kençtemur çabuk gelir de bu topların alasını seyrederiz...) Redmond da kendi oyununun üzerindeydi ve Muleka hepimizin istediği pozisyonunda oynadı maçın büyük bölümünü. Asıl eleştirim hoca için müdahale zamanları. Özellikle son 10 dakika. Sol bek bitti, ne yaptığını bilmez haldeydi sonlarda. Dele Alli'yi bu kadar geç almanın bence manası yoktu. Öyle ya da böyle oraları karıştıracak, bir şeyler yapacak kapasitesi var. Olumlu bir şey yapmasa da golde bile sakarlığı bize fayda sağladı. Oyunun geneline baktığımızda mutlaka biri kazanacak deseler onun Beşiktaş olması gerekiyordu ve de öyle oldu. Hep göze bala Konya kazanacak değil ya bu sefer de böyle olsun.
İkinci yarı, çok iyi planlama ile yukarısı zorlanabilir ama kolay değil. Takımın alacağı çok yol var. Türkiye Kupası daha ulaşılabilir bir hedef hala. Son 6-7 senenin 3'ünde şampiyon olduğumuz için paniklik bir durumumuz yok. Sağlam takım kuralım, büyük takım hüviyetimizi kaybetmeyelim, gerisi öyle ya da böyle geliyor zaten. Ama asıl konu ayakta değil de el topunda. Şu anda sonuncuyuz basketbolda. İlk yarı bitti. İkinci yarının 15 maçının 8'i içerde ve hepsini kazanmamız gerekiyor. Yönetim fedakarlık yapıp yalvar yakar şeklinde çok çok iyi 3 yabancıyı Çin'den minden ordan burdan bulup ikna etmeli. Eldekilere, genç yabancılara potansiyelli falan filan dinlemeyip yol vermeli. Taraftar da bu 8 maçta Akatlar'ı hınca hınç doldurmak zorunda. Uzun vade falan işlerine seneye bakarız. Zaman büyük camia olarak refleks gösterme zamanı...
Bülent Bilirgen / Duhuliye
Her şeyi bırakın kenara; biraz şerefiniz, biraz ahlakınız, biraz adaletiniz var ise Konya - Beşiktaş maçına eklenen o 4 dakikayı bu camiaya anlatırsınız. Daha ona gelmeden, ilk yarıda sadece Beşiktaş oynarken, golü buldu bulacak performansı varken eklenen 3 dakikayı da açıklayacaksınız. O Muhammed Demir denen aktör, faul olmayan yerde atlayış şeklinden kendi kendini sakatladı ve en az 3 dakika yerde yattı. Sonuç olarak Bitigen ilk yarıda da dakikalarımızı çaldı. Dün maçtan sonra Emre Kocadağ'ın dışında sesimiz çıkmıyor. Elalem 10 dakikalar, 13 dakikalar alırken Beşiktaş takımına reva görülen ilave dakika rakamla 4, yazı ile dört... Hem de ikinci yarının ortasında hakem efendinin 50 metre koşup kaleciye "çabuk ol" dediği bir yarıya eklenen dakika bu. Ama bazen Beşiktaş bu sisteme bunu yedirtir. 4 dakika da eklesen 4 saniye de eklesen böyle çaresiz bırakır.
Oyuna gelirsek, Şenol hocayı çıkarttığı 11 ile eleştirmiyorum. Saiss denenebilirdi orada, zaten oradan bozma bir stoper. Tamam ağır kaldı, oyun eksikliği vardı ama attığı bir kaç top var ki bu ligde 6 numaradan zor görürüz bunları. (İnşallah genç oyuncu Berkay Kençtemur çabuk gelir de bu topların alasını seyrederiz...) Redmond da kendi oyununun üzerindeydi ve Muleka hepimizin istediği pozisyonunda oynadı maçın büyük bölümünü. Asıl eleştirim hoca için müdahale zamanları. Özellikle son 10 dakika. Sol bek bitti, ne yaptığını bilmez haldeydi sonlarda. Dele Alli'yi bu kadar geç almanın bence manası yoktu. Öyle ya da böyle oraları karıştıracak, bir şeyler yapacak kapasitesi var. Olumlu bir şey yapmasa da golde bile sakarlığı bize fayda sağladı. Oyunun geneline baktığımızda mutlaka biri kazanacak deseler onun Beşiktaş olması gerekiyordu ve de öyle oldu. Hep göze bala Konya kazanacak değil ya bu sefer de böyle olsun.
İkinci yarı, çok iyi planlama ile yukarısı zorlanabilir ama kolay değil. Takımın alacağı çok yol var. Türkiye Kupası daha ulaşılabilir bir hedef hala. Son 6-7 senenin 3'ünde şampiyon olduğumuz için paniklik bir durumumuz yok. Sağlam takım kuralım, büyük takım hüviyetimizi kaybetmeyelim, gerisi öyle ya da böyle geliyor zaten. Ama asıl konu ayakta değil de el topunda. Şu anda sonuncuyuz basketbolda. İlk yarı bitti. İkinci yarının 15 maçının 8'i içerde ve hepsini kazanmamız gerekiyor. Yönetim fedakarlık yapıp yalvar yakar şeklinde çok çok iyi 3 yabancıyı Çin'den minden ordan burdan bulup ikna etmeli. Eldekilere, genç yabancılara potansiyelli falan filan dinlemeyip yol vermeli. Taraftar da bu 8 maçta Akatlar'ı hınca hınç doldurmak zorunda. Uzun vade falan işlerine seneye bakarız. Zaman büyük camia olarak refleks gösterme zamanı...
Bülent Bilirgen / Duhuliye